Ben uzuncayir + ordan geçen sabiha otobüsü yapıyorum. en az 3 saat sürüyor ama :-/ olabildiğince erken çık trafiğe kalma.

sabah trafiği yoğun olur özellikle otoban kısmı, bence taksimden git, 7:30 mantıklı olur.

simdi gecti ama bir dahakine kadikoye git havasa bin.

instagram takipçi kasan tiplerdense normal timsah mimsah herkesi geri takip etmesi de özellikle timsahları takip ediyorsa geri hayırlı işler diler dükkanın önünde bekleme yapmazdım.

Böyle bir tıp ile sevgili oldum sonu berbat bitti. Sen ina diyeceksin ki ilerleyen zamanlarda bunlar ne böyle lütfen biraz dikkat. O da ay tabii ne demek diyecek bir süre dikkat zart zurt. Sonra bir gün diyecek kıskançlık gözünü döndürüyor senin

ilişkiniz olursa terk edileceksin.
senden daha "garanti" birisini bulduğu an sepetleneceksin. "ben kadınım normal ekliyorlar" diyorsa; BENİ BEĞENİYORLAR ULAN VE BU HOŞUMA GİDİYOR diyordur.

buraya kadar sorun yok. beğenilmek ve bunun hoşunuza gitmesi şerefsizlik falan değil. ama sorun şurada başlıyor, bu kadın günde 877 tane iltifat alacak o meriçlerden. o ırz düşmanlarından. ve sen o anlarda ilişkiniz içerisinde bu kadının üzerine düşmezsen, günlük dozuna yetecek kadar ilgi vermezsen, ona onun ne kadar da güzel olduğunu anlatan cümleler kurarak iltifatlar etmezsen bu kadının bir süre sonra kafası "karışacak"

sonra işte mert ben aslında o gün berkay ile görüşmek istememiştim ama buna beni sen ittin! sen benimle ilgilenmedin! cümlelerini duyacaksın.

kız insaflı birisiyse aldatmadan seni sepetleyecek. ama yok ulan ruhun duymaz bee modundaysa şimdiden geçmiş olsun.

he bunun kadınlıkla da alakası yok. tam tersi durumda sen kadın o erkek olsa ve insta'da feno vs olsa aynı şeyler yine geçerli.

acı ama maalesef gerçek.

Yukardakilere katılıyorum sana instada fenomen olan değil mutfakta menemen yapan kadın lazim sonradan üzülmemek için yol ver gitsin

attention whore ile ilişki yaşayacağına kör bıçakla penisini kesip atabildiğin en yüksek çatıya at, daha az canın acır.

en tehlikeli kadın tipi ilgiye boğulmuş olanlardan. kendisini gereksiz aşırı değerli görür ve seni mutsuz eder. ilgi bağımlısıdır.

goodz ve fakirpislik +1. Üzerine edilecek başka söz yok. Bence de kapılmam diyorsan kısa süreli takılın. Bana da öyle "kadınım normal beni ekliyorlar" demesi çok samimi gelmedi zira. Hatta bence geçerli bir argüman da değil.

Tam olarak cevabi degil ama ben olsam ozguvenini zedeleyecek hareketlerde bulunurdum.

çok benzer bir macera atlattım.

kız instagram'da popülerdi. seninki kadar olmayabilir ama 10 bine yakın takipçisi vardı (şimdi baktım 15'i geçmiş)

gayet iyi anlaştık, kız çok güzeldi. 1 yıl sürdü. berbat bitti. çok üzüldüm.

pişman mıyım? hayır değilim. güzel tarafları da vardı. binlerce erkeğin yatmayı hayal ettiği bir kızla beraber olmak ego okşayan bir şey.

bunun getirisi de var tabii. çok problemli oluyorlar. genelde maddiyatçı oluyorlar. zeki görünüp içi boş oluyorlar.

iyi şanslar.

bende de oldu böyle bir tip. yiyici oluyorlar, bir de ilk hatanda tekme yiyebilirsin.

histriyonik. uzak dur.

ben 850l'ye mi ne almıştım ama üşendim sonra kullanmaya. sene 2014. (hatta şimdi baktım 650'ye almışım) bloguma da yazmıştım ama kapattım sonra. word dosyası duruyordu, aşağıya yapıştırıyorum. o zaman önermişim ama şu an emin değilim. bir de o zamanlar şu orijinal temizleme kartuşu yerine sırf suyla temizlemek için bir eleman evde çip yapıp satıyordu ara ara 15 dolar mı neydi. monte ediyordun o zımbırtısız çalışıyordu. fiyatları da şimdikine oranlarsan hemen hemen aynı oranda artmıştır herhalde.

Her ne kadar kullandığımız bentonit kumları daha sağlıklı bulsam da, kum temizliği bir noktadan sonra çile halini almaya başlıyor. Bizim evde iki kedi olunca ve koku sorunu da iyice artınca alternatif aramaya başladım. Her ne kadar çeşitli çözümler üretilmiş olsa da en teknolojik ve sağlıklı görünen "CatGenie" idi. Ben de bir adet CatGenie 120 +Plus almaya karar verdim.
Kurulumu gayet basit bir cihaz fakat tuvalete kurmanızı öneriyorum çünkü temiz su girişine ve atık su giderine ihtiyaç var. Mantığı basit: temiz su her defasında sistemi komple yıkamak için kullanılırken atık su gideri vasıtasıyla kirli sular tuvalete veya banyonun yanındaki atık su giderine yollanıyor. Kuruluma yardımcı olmak için bir broşür verilmiş ve az çok teknik işlerden anlıyorsanız kurmanız çocuk oyuncağı. Parçaların eksik olup olmadığını kontrol edebilmeniz için bir parça listesi eklemeyi de unutmamışlar ki bence güzel bir ayrıntı çünkü çok fazla parça var. Bu arada unutmadan ekleyeyim, sistem elektrikle çalışıyor tahmin edebileceğiniz gibi yani yakınlarda bir adet priz olması da şart.
Kutudan çıkanlar ise;
• CatGenie'nin kendisi
• Yedek Kum
• 1 adet temizleme kartuşu
• 1 adet bakım kartuşu
CatGenie'yi ister otomatik ister elle çalıştırabiliyorsunuz. Kedi tuvaletini yaptıktan sonra maksimum 10 dakika içinde çalışmaya başlıyor. Üzerindeki alıcı sayesinde kedinin ne zaman ayrıldığını anlayıp eğer kedi tuvalete tekrar girerse bu süreyi uzatıyor. Eğer otomatik kullanırsanız 240 yıkama yapan kartuş, elle başlatma seçildiğinde 120 yıkama yapabiliyor. Yıkama süreci ise oldukça basit, özel kumlar yıkanırken katılar kürek yardımıyla sistemin içine atılıp parçalanıyor, ardından atık su gideri vasıtasıyla dışarı atılıyor. Kurutma işlemi içinse sıcak hava üflenirken kartuştaki parfüm dışarıya hoş sayılabilecek bir koku yayıyor.
Kedilerimin sisteme alışması hiç zor olmadı. Bunun için yaygın kullanılan ve tavsiye edebileceğim yöntem eski kum kabının CatGenie'nin yanına konulması ve bir süre temizlenmemesi. Alternatif arayan kediler bir süre sonra temiz CatGenie'yi kullanmaya başlıyolar. Her ne kadar CatGenie'ye belirli saatlerde çalışma komutu verilebilse de ben otomatik yıkamayı alakasız zamanlarda rahatsız etmemesi için pek fazla tercih etmiyorum. Karşılaşılabilecek bir diğer problem ise kedilerin kumları dışarı fırlatması. Yedek kum fiyatları pahalı fakat özensiz kedimin etrafa saçmasıyla birlikte bir kutu kum yaklaşık 4 ay yetti. Yıkanırken de granüllerin azaldığını not etmek lazım. Yine bir yedek parça olan dezenfektan kartuş ise yıkama sıklığınıza bağlı olarak değişse de 3-4 ay idare eder diye düşünüyorum.
Gelelim belki de bir çoğumuzu en çok ilgilendiren konu olan fiyatlara, maalesef CatGenie çok da ucuz sayılmaz, ben aldığımda çok daha ucuzdu:
• CatGenie: 840 TL
• Yedek Kartuş: 83 TL
• Yedek Kum: 79 TL
Tüm bu masraflar ve aylık giderler göz önüne alındığında geriye tek bir soru kalıyor: Faydası zararından fazla mı?
Tek zararının ekonomik boyutta olduğunu ve hem kediler hem sizin için sağlık açısından önemli bir konu olduğu düşünülürse, bütçeniz yetiyorsa almanızı öneririm. Yalnız son not olarak şunu da belirtmeliyim, kedilerim her fırsatta CatGenie granülleri yerine normal bentonit kumu kullanmayı tercih ediyorlar.

şimdi baktım da biri custom firmware yazmış. catgenie kaldırtmış ama google grubuna falan başvurayım dedim, kodu ve flash yöntemini öğrenirsem iyi.

ben kullanıyorum. iki kedim var. otomatik modda çalışıyor günde 5 defa filan çalışıyor. 2 ayda bir kartuşu ve granülü değişiyor. ben granülü orijinal kullanmıyorum ama buna uygun bir granül buldum bir satıcıdan ona yaklaşık 50 veriyorum. kartuş da 150tl. bu durumda ayda ortalama 100 tl masraf yapıyor.

bu arada aletten çok memnunum. kumla uğraşma dönemim bitti. çok da güzel temizliyor. ama en azından 2 ayda bir en azından kartuşu değiştirirken şöyle güzelce bir temizlemek filan lazım, iyi bakım yapmazsan bozulur. yine de hergün bokla uğraşmaktan iyidir.

götün kalksın bence, yazıyor.

yazıyor %80 diyorum
çünküsü aynısının benzerini yaşadım. bi ara buraya anlatırım yakın arkadaşım inceden yürüyor gibi hissettim mesafe koyduk :(

yedek kulubesine birileri lazımmış/

@evimin paspasi, as takım yok ki yedek olsun. hem olsa bile; biz bilgisayarda bile yedek almaya gerek duymayan bi çeşit deliganlıyıh, ayıboluyo.

@for day to break, bu çok mantıklı bir tespit, haklısın. belki 1-2 kere daha farklı bir konu hakkında derse o zaman kaldırayım en iyisi :/

Yazma olduğunu sanmıyorum. Sadece samimi bulmuş ve güvenmiş. Seviyeyi korumayı seven kadın yazacağı zaman dokunmaz veya bu tarz laflar etmez. Daha bi örtülü gizemli konuşur. Bu sadece samimiyet.

Açıkça konuşsana, çaya, kahveye, yemeğe davet et, yok gönlün yoksa da kadını boşa oyalama, niyetinin olmadığını belli et.

bak onun devamı gelir demedi deme. yazmıyor da olabilir ama benim başıma %80 yazıyor olarak geldi.
hatun kişiyim manita ben arkadaş buluşçaz benim işim var geç gideceğim manita da sen gelene kadar kızı alayım ne de olsa size geleceğim seni almaya ters rotalara gitmeyeyim diye yol üstünde kızı alıyor, sohbet muhabbet o gün galiba keşke senin gibi sevgilim olsa diyo. üstüne başına dikkat etmez dekolte verir ama malum bi avuç mutluluk olası mutluluk kısmı yok. takmıyor yani açılsın açılmasın. bi kaç kere daha dekolte verdiğini gördüm benimkinin yanında hani benimki bakmaz diyemem baktığını da görmedim ama sonuçta ama göbek deliğine kadar da açmak olmaz.
onun ex manita geldi uzun bi ilişkiydi işte, yol yorgunu diğer eleman ben de uykusuz kalmışım tlf la konuşuyoruz e sen yat benimkiyle ben de seninkiyle gezeyim dedi. tamam dedim olay bitmiştir.

böyle bişeye de çıkabilir vs vs.

@elikası, ben bişey yapmadım ya, oyalamak falan yok. niyeti varsa gelsin açılsın ben de reddediyim, kezban gibi tribe girip durup dururken "seni arkadaşım olarak görüyorum ben yaağğ" mı diyim???

scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net

Hafif yürümüş seni yoklamış. Senden cevap beklemiş. Medet ummuş. O öyle söylenip geçilicek bi söz değil çünkü.

@freetakilir, ben sonrasında gözlüklü smiley havasında "o zaman söyle bekar arkadaşlarına, bir kıyak yapmış olursun kızlara" dedim. "hahah sanki çok bekar arkadaşım var da, hepsi evlendi be" dedi. umduğu medeti vermedim diye düşünüyorum, bakalım...

Gezme yeme içme ile ilgili söylediyse "eli açık, bol para yedirecek biri olsa keşke" demek istemiştir. Seni öyle biri olarak görmüştür.

erkeklere sinyal vermeye çalışan kadınların şu piste uçak indiren elinde ışıklı çubuklar olan adamlardan tutması lazım derdini anlatmak için.

@idexo asdfghj güldüm, doğru diyorsun. ama daha önce sinyal aldığımı sanıp hamle yaptığımda yanıldığım da oldu. bazı kadınların o ışıklı adamları göndermemiş gibi "soğuk" hareket etmesine de şahit oldum, söz konusu kadın sinyali olunca temkinli olmak gerektiğini düşünüyorum.

anlık bi tepki karşılık verseydiniz emin olunabilirdi. şu haliyle "hıh ne de güzel iltifatlar alıyorum hahah" diye kendinizi şımartmanız yeterli. yazılıyosa tek bir cümlede bırakmaz herhalde; şimdi bu cümleye binaen bahsettiğiniz cinsten hareketlerini de bana yazılıyoya yormaya gerek yok.

bir de ayrıntı vermemişsiniz ama bu yazılma işlerinde hafif sinsilik taşıyan bir kadın canlandı gözümde.

@dafaisss, sinsi değil de, soruda bahsettiğim gibi insanlarla arasında belirli bir seviye oturtmaya çalışan bir kadın olduğu için ilgisini açıkça belli etmeyeceğini düşünüyorum ben. muhtemelen biraz samimiyet gösterdiği her erkek buna asıldığı için(yüz güzelliği ortalamanın bi tık üstü ama fiziği direkt manken, dikkat çekiyor) böyle bir yol geliştirmiş olabileceğini düşünüyorum. ama ilgisi olan bir erkeğe nasıl davranır görmediğim için yorum yapamıyorum.

bir yandan da onun bana yazdığını düşünmemi isteyip ona açılmamı mı sağlamaya çalışıyor diye düşünüyorum. belki de beni kolay lokma sanıyor, ha ha ha; en iyisi ona kiminle dans ettiğini göstermek olucak!

kız leş.

sinsi derken kastetmeye çalıştığımı siz daha isabetli ifade etmişsiniz "bir yandan da onun bana yazdığını düşünmemi isteyip ona açılmamı mı sağlamaya çalışıyor diye düşünüyorum." diyerek, işte onu demeye çalışıyodum.

' ama daha önce sinyal aldığımı sanıp hamle yaptığımda yanıldığım da oldu.'

Yanılmamışsındır. Japonların bir sözü var: 'aki no sora, onna gokoro': 'sonbaharda gökyüzü, kadın kalbi' diye minimal bir söz. Anlayacağın üzere 'kadınların duyguları bir öyle böyle değişir' diyor.

Kadınların gönlü vardır ama aklı da vardır. Ne kadar istese de, durumun, ortamın, şartların müsait olmadığına kanaat getirmiş olabilir. Durumu da anlayıp ikna etmek yine sana düşüyor. Doğru noktalarda doğru hisleri uyandırmak yetmiyor, doğru altyapıları da hazırlayıp ikna etmen lazım.

Yerine göre, zamanına göre, kişiye göre sonuçlar sebepler değişir de dinamikler olduğu yerde duruyor. İlişkiler de salt duygusal değil.

Kolay gelsin.

net yürüyor.

%100 yazıyor. Ufaktan iltifatlar ile başla, sonra yürü ciddi düşünüyorsan.

resmi geçit töreni bitti.

Serotonin azaldı. Şimdi gerçekleri filtresiz bir şekilde görüyorsunuz.

Aşkın nörobiyolojisi hakkında birkaç bilimsel yazı okuyup, süreci daha detaylı incelemenizi öneririm.

belki de borderline'sindir. haftaya tekrar sevdiğini düşünmeye başlarsın kim bilir.

yedek subay olmak istemiyorum, uzun dönem yapmak istemiyorum, komando olmak istemiyorum. hepsini işaretledim. ama hepsini yaptılar. çok da şeapmamak lazım.

hangi birlikte olduğunuz yazıyor mu?

Bildiğim kadarıyla yedek subaylık sınavı sonucu açıklanana kadar her türlü sen ordunun gözünde yedek subay adayısın. yedek subaylık sınavı var mı hala bilmiyorum.

@beyteper canavari

Askerlik karar maddesi var, orada ''28'' yazıyor. Bazısında 369/1 filan yazıyor. Bu 369/1 tamamen salladım, belki doğrudur. Amaç sadece nasıl yazdığı. Diğer yazanlar ise celp dönemi Kasım/2017. Grup numarasına göre celp dönemi 2017!08(Ağustos 2018) Statüsü: Yedek Subay Adayı vs vs.

01-30 Eylül arası sevk işlemleri vs vs uyarısı daha yeni ''Lan acaba bir şey yapmak gerekiyor mu'' diye düşündürdü. Zaman varken bir şey yapılacaksa yapayım ama anlamadığım şey ise zaten oradan her şeyi yaptılar. Daha ne sevk öncesi hazırlık işlemi ki? Anlamadım gitti.

Şimdi aradım, sordum. İşimi sağlama alayım diye. Tc Kimlik no'mu girip baktı ve ''sevk öncesi işlemlerinizi yapmışsınız zaten, o uyarıyı umursamayın'' dedi. Umarım dediği gibidir(öyledir herhalde) Bana denilen bu. Böyle bir uyarısı gözüken ya askerlik şubesine gitsin ya da benim gibi arasın. İçinizde kuşku kalmamış olur. Artık sadece açıklanacak yeri beklemek kaldı.

ya tutarsa :D

www.youtube.com

hangi şarkıymış peki ben de merak ettim

@murder of neon, bu değildi ama sabah cevabını görür görmez şarkı aklıma geldi, o yüzden koccaman bir teşekkürler!

@beyteper canavari, ekledim sanıyordum sori sori.
www.youtube.com

Sevgi istiyor.

@mandalina

sevgi istediğinin farkındayım, sevmiyoruz demedim ki. 1 saat sevip odasına koyduktan sonra bi 1 saat daha sevmek için kimsenin vakti yok. sevildikten hemen sonra odasına koyar koymaz zırıl zırıl miyavlıyor ta ki miyavlamaktan yorulup uyuyana kadar kulağımızı tırmalıyor. hadi bizi geçtim diğer komşular şikayet etse başka birisine vermek zorunda kalacağım ki bunu hiç istemiyorum.

ne yapmalı, daha somut çözümleri bekliyorum.

hayvanın tüm ihtiyaçları eksiksiz yapılıyor.

maması 5 öğün var.
suyu var.
tuvaleti temizleniyor.
5-6 saatte bir sürekli seviliyor ve oynanıyor.

odaya kapatmasanız. yanınızda dursa? belki işe yarar.

Kediler bir odaya kapatılmaktan hoşlanmazlar.Hele ki tek kediyse ve bebekse devamlı yanınızda olmak istemesi normal. Tuvalet alışkanlığı kazanmış olması lazım aslında, odaya kapatmamaktan başka bir önerim yok. En azından girmemesi gereken bir yer varsa orayı kapatın kendi gezsin keşfetsin evi.

Eğer surekli odaya kapatmak zorundaysanız 1-) bir bebek kedi daha alabilirsiniz, oynarlar.2-) odasına ciddi bir kedi oyun alanı kurarsınız, vakit gecirebilir 3-) serbestce gezebileceği bir eve sahiplendirebilirsiz

bir rahatsızlığı falan olmasın çocuğun, sağlık bakımından diyorum.
bu arada mümkünse bence de kapatmayın bir odaya.

büyüse zaten tüm ev onun bundan bir endişem yok ama 1 aylık tam tamına el kadar kedi ve ev dubleks. işim gereği sürekli bilgisayar başında olduğumdan koca evde başına binbir şey gelebilir yavru haliyle.

kaldı ki mantığım şu yanlışsam düzeltin lütfen.
1 aylık el kadar kediye normal bir oda çok bile bence. orada yaşamsal ihtiyaçlarını giderebileceğini düşünüyorum büyüyene kadar. nerden biliyor ki odada kalmak istemediğini, odanın küçük geldiğini?

O bir bebek, elbette yaşam ihtiyaçlarını giderir ama yalnız hissediyor ve ağlıyor doğal olarak,hem annesiz diyorsunuz normalde annesinin koynundan çıkmayacak kadar küçük. Bu dönemde mümkün oldugunca az yalnız bırakırsanız zamanla alisir.

Uzun yazmaya üşenmiştim, “sevmiyorsunuz sevin!” demedim ki ben de.. benim de başımdan benzeri geçti, bi derdi mi var diye iki günde bi veterinere taşıdım, bi derdi mi var diye veteriner her seferinde muayene etti vs. sonuç: sevgi istiyor.

kardeş o robot değil, canlı.

her şey ekmek, su, yatacak yer değil.

Kediler özellikle yavrular onları besleyenin sevenin yanında durmak istiyor. Zaten yanınıza alsanız max 10-15 dk gezip yine ayağınızın dibine gelir uyur. Kesinlikle yavru da olsa yanlız hissediyor. Bende bir aylıkken bulup bi yavru büyüttüm sayılır şimdi 5 aylık.
Bir de bence zilli bir tasma alın evin içinde nerde olduğunu zil sesinden çok çabuk buluyorsunuz.(komplike bişey değil bizim taşıma kabının yanına hediye diye koymuşlardı)

Kıyamam ben ona. Yalnız kalıyor bir odada, ev dubleks olabilir sizin yanınızda dursun, Bulunduğunuz odanın kapısını kapatın. 1 saat sevip odaya kapattım gibi oluyor dediğiniz=( bence bulunduğunuz odada güvende hissedip oyalanır ve miyavlamaz. Lütfen bi de böyle deneyin. çok minik daha, anne kuzusu, tek istediği ilgi ve sevgi=(

Sizin yanınızda dursa sürekli sevilmek istemez, sizi görebileceği bir yere tüneyip uyuyabilir ya da kucağınıza çıkıp uyuyabilir yine. Küçük çocuklar da mesela sürekli ilgi istemeseler bile annelerinin bulunduğu ortama gelip orada oyalanırlar, o hesap.

Kedi sizin bulunduğunuz odaya girdikten sonra kapıyı kapatabilirsiniz belki. Ki öyle çok ekstrem birşey de gelmez başlarına eğer pencere vs açık değilse ya da ocakta yemek vs yoksa. Bu arada kedim beş yaşında ve eğer uyanıksa mutlaka benim bulunduğum odada durur, başka odalara geçince de 2 dk sonra peşimden gelir. Büyüyünce geçecek bir davranış olmayabilir yani.

Benim de tavsiyem odaya kapatmamanız yönünde olur. Eğer tuvalete yetişemez gibi bir endişeni varsa 2 3 tanr leğene kum koyup evin farklı yerlerine dağıtırsanız çözülmüş olur problem.

Aradaki sorunuzu görmemişim. Kedilerin kulaklar felaket iyi duyuyor. Benimki yorgan hışırtımdan uyandığımı anlayıp öat diye yatak odasına koşturuyor ya da elimin dediğine göre benim arabanın motor sesini öğrenmiş, duyduğu an önce pencereye koşup benim olduğumu teyit ediyor (başka arabalara böyle bir tepkisi yok) sonra da koşturup kapının önğne gelip beklemeye başlıyor. Dolayısıyla sizin evde çıkarttığınız sesler, hatta belki de nefes alış veriş sesinizden bile diğer odada olduğunuzu ve onu orada yalnız bıraktığınızı anlıyordur. Lütfen kapatmayın gerçekten.

bizimki de bebekken öyleydi, gündüz bizim yanındaydı fakat uyurken mecbur odaya koyuyorduk. bir süre sonra miyavlamaları azaldı. bir kaç hafta sürebilir. tek başına korkuyor gariban.

Yanına peluş bir oyuncak ayı ve sıcak su torbası (tabii sıcak değil ılık) koymayı deneyin bir de. Annesinin sıcaklığını arıyor.

nasıl ki insan bebeğini bir odaya kapatıp yalnız bırakırsanız korkup ağlamaya başlayacaktır bir süre sonra. aynen öyle. zaten serbest bırakırsanız anlayacaksınız ki sürekli sizi takip etmeye başlayacak. bakmayın sosyal medyada kedi hakkında saçmalamayanlara. yalnızlığı pek sevmezler. sürekli sizin olduğunuz odaya gelmek isterler. yasak yerlerin kapısını kapatın yeter. sizi görebileceği bir yerde durur öyle.

"büyüse zaten tüm ev onun bundan bir endişem yok ama 1 aylık tam tamına el kadar kedi ve ev dubleks. işim gereği sürekli bilgisayar başında olduğumdan koca evde başına binbir şey gelebilir yavru haliyle.

kaldı ki mantığım şu yanlışsam düzeltin lütfen.
1 aylık el kadar kediye normal bir oda çok bile bence. orada yaşamsal ihtiyaçlarını giderebileceğini düşünüyorum büyüyene kadar. nerden biliyor ki odada kalmak istemediğini, odanın küçük geldiğini?"

Böyle birşeyi yazmanız kendi yanlışınızı zaten öne çıkarmış.
Bir hafta öncesine kadar evde iki yavru kedim vardı.3 aydır evde 4 kediyle yaşamamı saymazsak tabii.

Yavru kediler sağa sola kakalarını çişlerini yaptıkları için onları odaya kapatmadım mesela. Kediler zaten kuytu yerleri tercih ederler deyip, tuvalete alışana kadar yine de önlem olsun diye halıları kaldırdım.

Evliyim ve her gece yatakta 6 can uyuduk. Hiç kolay olmadı. Sabaha karşı ayak parmağımı n ısırılma acısıyla uyandım, bazen üstüme atladı ufaklıklardan birisi. Zamanla onlar bana, ben onlara alıştım. hayatımda geçirdiğim en sevgi dolu 3 aydı, ufaklıklarla olmak.

kediler saksı değil arkadaşım. onların odaya kapatılması demek; senin özgürlüğünün elinden alınıp hapsedilmen demek.

eğer kaybolmasından korkuyorsan gerçekten, korkma zira kendisi eğer onu gerçekten seviyorsan dibinden ayrılmayacaktır. sadece camları kapatmayı unutma, eğer zıplayacağı yükseklikteyse farkında olmadan aşağıya düşebilir, sakatlanabilir, ölebilir.

kusura bakma uzun tuttum ama evlere, odalara ve yalnızlığa hapsedilen kedileri bırakın onları özgür kılacak insanlar baksın. bu cana yapılan bir zulümdür.

karnı ağrıyor olabilir mi? sütünü nasıl veriyorsunuz, bir şeyle karıştırmadan direkt inek sütü veriyorsanız muhtemelen midesi öğütmüyor, karnına baskı uyguluyordur.

bizim kedi de saatlerce uyur, uyandığında bağırıp çağırırdı. sistit olmuş meğer, kısırlaştırdıktan sonra. mamasını değiştir, özel mama yiyor artık.

Insallah soğumamıştır haftaya orda olacam cunku.

Deniz geç ısınıp geç soğuyor, yani henüz soğumamıştır. Çıkınca üşüyebilirsiniz.

ben kasımda girmiştim orada. pek soğumaz.

(git:www.turkiye.gov.tr )

FETHİYE 26.6°C

26 iyidir
şahsen 20 derecenin altına girmem

pazar günü denizdeydim. deniz sıcak ama rüzgar var. denizden çıkınca üşüyor insan :D

Aşı. Tedbiri elden bırakmayın.

geçen hafta bizim arkadaşı da bir kedi tırmalamıştı işte önce eczaneye gitti merhem falan vermişler sürmesi için ondan sonra da hastaneye gitmişler oradaki birisi demiş ki korkacak bişey yok istanbulda son 10 senedir hemen hemen hiç kuduz vakası yaşanmadı demiş bilemiyorum ne kadar doğrudur ve ya değildir

kardesimi de tirmaladi agustosta, bebek emzirdigi icin her ihtimale karsi hastaneye gittiler. tirmalama ve isirma arasinda fark yok demisler, kuduz asisi oldu 5 kere.

problem olan kuduz değil. tetanos.

hocam
hdmi bi secenek
apple tv de bir secenek
ama sunu yapamiyor musun
tarayıcıdan i-origins yazınca cikmiyor mu bir şey?

televizyona bağlı tarayıcıdan yazınca tabi ki çıkıyor ama televizyon üzerinden yönetmek zor oluyor. problemli yani onun tarayıcısı.

bir şekilde bilgisayara ait tarayıcıyı televizyona yöneltirsem daha iyi olur.

en kolay seçenek hdmi uğraşmadan diyorsunuz ama bi kablo takacaksınız televizyona hep orada kalacak. ne zaman laptopu bağlayacaksanız hop diğer ucunu da takacaksınız olay bitecek.

yok abi herhangi bir şekilde hdmi istemiyorum.

apple tv o zaman şuanki tek çözüm

iyi de mesela i origins google movies'de var mesela.

tvden baska tarayıcı kullanilmiyor mu?
google chrome vs. mutlaka farklı alternatif vardır

Apple TV'ye ucuz alternatif Chromecast.

Eğer telefondaki app, ya da bilgisayardaki browser'da çalışan video player destekliyorsa direkt TV'ye cast edebiliyorsunuz. Bu durumda telefonu, mac'i vs kapatsanız dahi problem olmuyor. Chromecast direkt kaynaktan videoyu izlettiriyor - o yüzden de internet hızın iyiyse donma, takılma vs olmuyor.

Video player desteklemiyorsa Cast Tab diyip Chrome'da açık olan sekmenizi tv'ye yayınlayabiliyorsunuz. Bu durumda Chromecast cihazı sizin macbook browser'ından gelen datayı gösteriyor. Bu da bazen ufak takılmalara sebebiyet verebiliyor.

habercilik. önüne geçemiyorsun.

ben de az önce okudum ve öğrendim. konu "yetişkin insanlar" değil, ensest başlığında olduğu ve hatta muhtemelen pedofili içerdiği için büyümüş. eşinin de olayı sevgi ile kucaklaması tuzu biberi olmuş büyümenin.

pedofili ne alakadir anlamadim kadin 35 yasinda yahu. ne kadar bos insanlariz ya. 5000 entry yazilmis sozlukte. tartistikca boyut degistirebilecek bir konu da degil ki kardesim. insanlar ikiye ayrilmis durumda olur boyle seyler, "yetiskin insanlar" gozuyle bakanlar ve "oha ya olur mu oyle sey pis sapik" diye dusunenler var, bu kadar... konusarak nereye gideceksiniz anlamadim ki? sonuc yok yani.

Ensestin olayı bana göre, bir insanın karşı cinsteki insanlara bakışını yönetememesi meselesidir. Çünkü insan kime cinsel yakınlık duyacağının sınırlarını sağlıklı bir şekilde belirlemez ve bu sınırlara uymazsa, sonuç insan neslinin yok olmasına kadar gidebilir, çok net olarak da büyük hastalıklar ve engelli doğumlar oluşur.

Ensestin sapıklık olarak görülmesinin sebebi bu olsa gerek. Kaldı ki bana göre eşcinsellik de böyle. Ayrı konu.

Murat Başoğlu'nun kendi öz yeğenine cinsel yakınlık hissetmesi, kendini bu konuda eğitmediğini gösterir. Bu davranış, henüz neyin ne olduğunu bilmeyen ve doğruyu yanlışı ayırt edemeyen çocuklara, ergenlere ve gençlere kötü örnek olmuş durumda. Tartışma sürdükçe olay soğumuyor ve bu kötü örneklik gündemde kalmaya devam ediyor. Yani bu haber bana göre bir nevi toplum mühendisliği, algı operasyonu.

Herif ne yapmış ne etmiş gözümle görmedim, yeğenini de kendisini de karısını da tanımam. Üstelik müslümanım diyen kişinin bu olayla ilgili 4 şahit getirmesi gerekir ki fikir birliği sağlansın. Teknolojik imkanlara sahip fotoğraflama tekniği hiç de mantıklı ve yeterli delil değil. Kaldı ki ben fotolardaki hiçbir kadını birbirine benzetemedim bile.

Olay budur arkadaşım. Gündem olsun kafalar dağılsın enerjiler delta gibi dağınık aksın dikkatler alabildiğine yayılsın... bu. Bize ne lan?

iddia edilen doğru ise toplumun henüz alışmamış olduğu bir haramdır.
tepki verilmezse meşrulaşır.

olayları ferdi perspektifte, aile perspektifinde, toplum perspektifinde ve türkiye perspektifinde düşünmek gerekir.
bu olaya hangi açıdan bakarsan bak elinde kalır.

teyze kızı, hala kızı caiz,
yeğen ise haram. ikisinin bir tutulmama sebebi bu.

birebir katılıyorum:
"yetişkin insanlar, mideleri kaldırıyorsa bize ne."

hayır adam türkiye'nin örnek aldığı liderlerinden biri falan olur anlarım. magazin programı sunucusuymuş. ünlü bile deği. bu olay olmasa kimse adını bile bilmeyecekti.

ama belki fotoğrafları görmüşsündür, görmediysen de twitter'dan murat başoğlu yazıp bir bak. benim fikrim fotoğraflar böyle pornografik olduğu için milletin bu kadar ilgisini çekti.

insanın amcasının oğluyla, halasının kızıyla evlenmesini doğal karşılıyorsak bu 10 kat daha doğal bir olay.

Ensest olduğu için toplum olarak buna tepki vermeliyiz. Biz tepki vermedikçe bunlar çoğalır.

olay ensest. ve iddiaya göre kız daha 15 yaşındayken başlıyor bu iş.

Evet maalesef doğu-orta doğu kafası bu. Zaten ramazan programından, çıkan tartışmalar ve fetvalara kadar bu coğrafyadaki müslümanların en büyük derdi kiminle yapabileceklerini öğrenme merakı olmuş. Kuranda da bununla ilgili ayetler olduğuna göre 1400 yıl önce de dertler ve merak aynıymış.


@bindokuzyuzkusur 15 yaşında başladığı söyleniyor. O yüzden pedofili

@yazar yazmaz yazan yazar amca oğlu, hala kızı dediğin şeyler, kuzen oluyor ve kuzenler kanunda yeri olan 1, 2 ve 3. derece akrabalar arasına girmiyor. Derece vermek istiyorsan 4. derece oluyor. Amca-yeğen ise 3. dereceden akrabalık oluyor. Nasıl 10 kat daha normal? Daha az olması lazım değil mi? Senin bu hesapla gidilecekse anne baba ve kardeş ile ensest bunlardan çok daha normal olmalı. Oysa kuzenler ile ilgili bir düzenleme yokken, 3. dereceden akrabalar ile ilişkiler dünyada bir çok ülkede (Batı Avrupa dahil) ensest kabul ediliyor ve suç kapsamına girebiliyor.

Ensest olayı toplumu parçalar.

Amca, Hala, Teyze, Dayı bunlar kardeş çocukları için birinci dereceden koruyucudur. Anne/babaya bir şey olursa, kardeşleri sahip çıkmalı, teyzesi/dayısı sahip çıkmalı, amcası/halası sahip çıkmalı, dedesi sahip çıkmalı çocuğa. Ensestin yolunu açarsanız, insanlar tabiatı gereği bunu istismar etmeye başlar. Aile kurumu dağılır.

Kuzenler arasında böyle bir durum yok. Ancak yine de uzak durulmasında fayda var.


.

cevabım tartışma başlatıcı diye silinmiş. gözden geçirip bir paragrafı çıkardım ve sorun olmadığına kanaat getirdim.

@kartallar yüksek uçar

ensest toplumu parçalar diye değil, en başta sağlıksız olduğu için yanlış.

biyoloji/fen derslerinde hepimiz gördük, akraba evliliği sonucu genetik hastalıklar çok daha sık görülmektedir. elbette her genetik bozukluğu olan birey akraba evliliğinden oldu diye bir şey yok ama neden akrabamla evlenip bunun olma ihtimalini yükselteyim ki.

enseste gelene kadar toplumu parçalayacak neler neler var. üstelik günümüzde ensest ilişkilerin hiç yaşanmadığı sözde düzgün ailelerde bile amcalar teyzeler birleşip yeğenlerin miraslarında hak iddia ediyor, kardeşlerin paralarına göz dikiyor, yok o tapu benim hakkımdı falan, burada bile kaç kere okumuşuzdur. böyle akraba olmaz olsun dedirtiyorlar. anneler babalar çocuklarını terk edip gidiyorlar. kardeşler birbirlerini öldürüyor kan davasına. tek sorun toplumu parçalamaksa bunlara da aynı tepkileri verelim o zaman. ama vermiyoruz, neden, çünkü işin içinde cinsellik yok. sevişme yok. bizim toplumda tabu olan şeyler yok. bu muratla yeğeni sırf seviştiler diye ilgimizi çekiyor.

bu tarz şeyler aile içi meselelelerdir, her aile kendi içinde değer yargılarına göre bir şeyler yaşar. olan biten de o aile içindeki bireyler dışında da kimseyi ilgilendirmez. kimi çiftler vardır, açık ilişki yaşarlar. adam gider başka kadınlarla yatar, kadın gider başka adamlarla. ve gayet de mutlu bir ailedirler. ha bana sorsalar çok yanlış derim ama onlar öyle istiyorsa ve mutlularsa bizi zerre kadadar ilgilendirmez. tıpkı bu muratla yeğeninin bizi ilgilendirmediği gibi.

bu kadar dedikoducu olmasak, biraz farklı gündemlerimiz de olsa keşke. sonra türkiye neden böyle rererö. bilim ve sanat alanlarında gelişmezsek, kafamızı anca onun bunun hakkında konuşmaya yorarsak rererö oluruz tabi.

yetişkin insanlar diyenlerin kızı olursa abileriyle sevişsin yarın bakalım kimler sevgiyle kucaklayacak.
gerçekten izlemek isterim.

allah yok peygamber yok ne var lan it gibi olmuş. burda da hepsi var amk :). abi çok şey yapma bunlar zaten fantastik ya götüne göre yazıyor işte.

tanrı tek değil. olsa olsa the maker tektir.

Greyjoylar Drowned God'a inanıyorlar. Rahiplerinin kehanetleri var tutan, tutması beklenen. Ölme (boğulma), geri dönme onlarda da var. 7'nin öyle mucizeleri falan yok büyük olaylar. Fakat dünyadaki dinlerin de mucizeleri ve büyük olayları yok. İnsanlar inanıyor yine de. Bence aynı mantık.

ya hepsinin tanrısı gerçek ya da hiç birinin. grrm burada tanrı karşılaştırması yapmıyor, "herkesin tanrısı ona yardımcı olandır" demek istiyor bence. jon snow'un lord of light tarafından diriltildiğine emin değiliz, melisandre da şaşırmıştı ki tek bu olay değil, shireen'in yakılması, sonra ordunun yenilmesi filan; lord of light'a şüpheyle yaklaşmaya başladı, boşluğa düştü. en son thoros öldü mesela.

ortada bir sürü doğaüstülük var ama bunları kim sağlıyor, bu güçler kime hizmet ediyor gibi cevabı gerçek dünya'da bile verilemeyen sorular varken grrm kendi dünyasında bunlara cevap aramaz. hatta kasıtlı olarak bizi böyle düşündürür ki kendi tanrılarımızı sorgulayalım, "onun uğruna" diyerek yaptığımız şeyleri sorgulayalım.

beric'in kılıcını yakmasında büyülü birşey yok yalnız onu söyleyeyim.

nasıl beric'in kılıcı yakmasında büyülü bişey yok yav. alkol döküp yakmıyor ki. adam zırt pırt yakıp söndürüyor.

--- spoiler ---

GoT evreninde tanrı yok gibi. Ortalıkta ışık tanrısı diye dolanıp, insanlara alevlerde bir takım şeyler gösterenin Bran olduğu söyleniyor.

3 gözlü kuzgun olunca gerçekleşmiş şeyleri görüp, müdahale ettiği ortaya çıkmıştı. Muhtemelen ölüleri de diriltebiliyor (night king gibi). night king'de de bran'in güçleri var. Bran alevler vasıtasıyla insanları amacına uygun yönlendiriyor. İşine yarayacak olanları diriltiyor. Savaş alanında ilgili mevkilere sürüyor.

Yani her şey bu ikisi arasındaki satranç.


--- spoiler ---

lord of the light'a inanalar tek tanrılı bir inanca sahip değildirler, diğer büyük diye r'hllor ile mücadele eden bir tanrı da vardır. viki.gameofthronestr.com

1. iyice uzadıkça fark ediyorsunuz zaten, uzadıkça kesin. ayda 1 falan.
3. ben gerek görmüyorum, kedinin özel bir durumu yoksa sürmek ya da sürmemek fark yaratmıyor.
4. bantı benim kedi de umursamıyor ama en son kolonyayı keşfettim. çıkmasını istemediğim yere kolonya döküyorum, kokuyu alınca topukluyor direkt. birkaç gün öyle denersiniz bir daha yanaşmaz muhtemelen.

2- furminator

3. patilere sürülen vitaminden kasıt Gimcat mi? media13.mediazs.com
Açıkçası benim oğlanı bulduğumuzda 650-700 gr civarındaydı ve içi solucan kaynıyormuş resmen, ona rağmen parazitleri tamamen temizleninceye kadar o vitaminler sayesinde 600 gr civarı aldı. Şu an 1.800 gr'a geldi yaklaşık 1.5 ayda. O yüzden ticari olarak görmüyorum, eğer çok çelimsizse mantıklı.

4. Yasağı öğretmenin bir yöntemi de yüksek sesle "HAYIR" diye bağırmak ve eli sert bi şekilde çırpmak. (Purina'nın yavru kedi bakım rehberinden alıntı) Onun dışında kediyi çok kısıtlamak da olumsuz olabilir, bazı kediler kısıtlandıkça OKB geliştiriyor, inadına yasağı deliyor. (Mesela benimki gözümün içine baka baka kablo kemiriyor falan)

1- Benimkinin tirnaklarini 3 haftada ya da ayda bir ucundaki sivriligi alacak kadar kesiyorum cunku oynarken kumasa-koltuga takiliyor kurtulamiyor sapsal, saga sola takilip kurtulamadikca farkediyorum uzadiklarini. Siz de oyle bir takvim belirleyebilirsiniz.

2-Tek tarafi firca, diger tarafi igne gibi olan taraklar var hem kedilere hem kopeklere kullanilan. Benimki igneli gibi olan tarafina bayiliyor, o tarafla tarayip dokulen tuyleri temizledikten sonra diger tarafiyla birkac kez fircaliyorum parlasin diye. Firca kismi cok girmiyor zaten tuylere.

3-Benimki 5 yasini bitirdi ama hic kullanmadim dediginiz urunu hatta duymadim bile. Ki dogdugundan beri cok hastalikli bi kedi duz tekir olmasina ragmen. Silika kum kullanmayin yeter, zira patileri yara yapiyor. Veterinerin uyarisiyla bentonit kum kullamaya basladigimdan beri patilerinde sikinti yok.

4-Tavsiye etmiyorum o psst yapan aletleri falan, kediler zaten degisik hayvanlar. Psikolojisi bozulursa cok sikinti. Ama alternatif ne olur bilemiyorum. Kediler icin yasakli kavrami olmadigindan sizin kendinizi adapte etmeniz gerekebilir. Ben cikmasini istemedigim yerleri cikamayacagi sekilde ayarliyorum iste esya ile dolduruyorum falan. Tezgah ustu-buzdolabi ustu gibi yerlere ciksin diye biraktim zaten serbest oyle yerler. Kemirmesini-kirmasini istemedigim seylerin uzerini ortuyorum ya da kaldiriyorum ortadan. Cok da hareketli bir kedi olmadigindan sikinti yasamiyorum pek.

Ingilizce karakterler icin kusura bakmayiniz.

4 ) bant'ı yapışkan yüzeyi yukarı gelecek şekilde yerleştireceksiniz(çift taraflı bant da olur), patileri tüyleri yapıştığından rahatsız oluyorlar ve çıkmıyorlar, yoksa kokusunda falan bişi yok bant'ın.
ses çıkartan zamazingoya kolayca alışırlar diye düşünüyorum ben.

ben de kendimce cevaplayayım.

1. uzadıkça :) ayda bir filanm olur. ama pembe yere getirmemeye dikkat edin.
2. furminatör
3. hiç gerek yok
4. hiçbirşey yapmazsınız. spreye filan alışırlar bir süre sonra. ama deneyin isterseniz. hatta merak bile edebilirler. benimkiler aliminyum folyaya 2 hafta giremedi. sonra parça pinçik edip oyuncak yaptılar evin her yerinden hala alimünyum folyo parçaları topluyorum.
karabiber kötü fikir.

yemek için cureforlove +1

oyun için alüminyum folyoları yuvarlayarak yapacağın irili ufaklı toplar hem maliyetsiz, hem de gördüğüm tüm kedilerin en sevdiği oyuncaklar. kedin kendi kendine bütün gün bir koltuğun altına kaçırana kadar oynar onunla. sonra temizlik yaparken koltuğun altından onlarca top toplarsın gerçi :) onun dışında lazer tabiki. bir tane al, bütün akşam eğlence olur ikinize de.
oltalı ya da ipli oyuncaklarla oynarken sen oyuncağı ondan ondan kaçırdığın için o da yakalayabilmek amacıyla tırnaklarını çıkarıyor, sonra seninle oynarken de tırnaklarını çıkarıyor, canını acıtabiliyor.

koltuk için yapacak bir şey yok sanırım, tırmalamak istiyorsa tırmalyıor. tırmalama oyuncakları da alsan, başka yeri tırmala da desen gene gider gözlerinin içine baka baka koltuğu tırmalar. kedi bu çünkü :) sık sık tırnaklarını kesebilirsin eğer sürekli evde bakacaksan. tırnak makası da şundan al, çok rahat kesiliyor. www.zooplus.com.tr

yemek & oyun için yorumlara katılıyorum.

koltuk konusunda da eve bir kedi değil de eve laf dinlemeyen bir çocuk geldiğini düşünün.
eşyanızı falan düşünmeyeceksiniz artık.
istediği gibi tırmalasın.

tırnaklarını kesebilirsiniz yapabileceğiniz tek şey bu. ama o zamanda dahi tırnak uzarken yine tırmalayacak.

benim gözümün nuru koltuklarım & halılarım kedimden sonra umrumda olmadı. hepsi tırmık tırmık şu an :) umrumda da değil açıkçası :)

1. cureforlove +1, yavru kedilerde yemek istediği kadar yesin, günde bir yada 2 güne bir defa yemek kabı boşalacak şekilde koysan(mama çok beklemesin, tazelesen) yeterli. Olurda kısırlaşınca yada ciddi kilo alımı söz konusu olursa sabah akşam ölçülü öğüne geçersin. Ama şimdilik kabı dolu olsun.
2. İyi olur oynadıkça yorulur ve gece daha sakin olur. Mümkün olduğunca oynayın. Hırçınlaşması biraz kediye bağlı, ne kadar küçük olduğuna bağlı. Ama oyunla hırçınlaşır demek mümkün değil.
3. Özellikle koltuklarda deri bölümler varsa tırmalayabiliyorlar ama yoksa kumaş koltuklara önceden bir alışkanlığı yoksa tırmalamaması lazım. Tabi bir tırmalama tahtası mutlaka alın sürekli bulunduğunuz yere koyun, kedide orada olur çünkü. O ihtiyacını giderdikten sonra başka bir şeyi tırmalamaz.

Birde bir şeyi yapmasını istemediğinizde vurmayın, yüksek sesle gözlerine bakarak HAYIR diyin. Kızdıktan sonra hemen sevmeyin ki anlasın.

selam.

lazer almayın. yakalayamayacakları av olunca ciddi ciddi psikolojileri bozuluyor. evet izlemesi çok eğlenceli ama lazer psikolojisi için ii değil. sonuçta avcı hayvan, avı yakalayamadığında bozuluyor.

olta ise mükemmel. çok kolay yakalamasına izin vermeyin ama arada yakalayacaktır zaten rahatlar.

bu arada kitten mamaları kullanmanızı tavsie ederim. arkadaşların dediği gibi açıkta olsun istediği kadar yesin.

1. Mama kabına her gün aynı saatte gerekli ölçüde mama koyun, oradan yer acıktıkça.
2. Oltalı oyuncaklar bence ideal. Ben bir de o olta lastiklerini sandalyeden sallandırıyorum, onunla kendi kendine oynayabiliyor. Gün boyunca evin içinde hayvan sıkılacak, enerjisini bir şekilde boşaltması lazım. Saldırgan olup olmaması karakteriyle alakalı, oyuncak çok etkilemiyor.
Ama lazerle çok fazla oynatmayın. Lazerle oynamaları kediler için iyi değil, hayvanların psikolojisi bozuluyor.
3. Tırmalama tahtası mutlaka alın, orayı tırmaladıkça ödül maması verin. Biz tahtaya bir de iple oyuncak bağladık, hem onunla oynuyor, hem tahtayı tırmalıyor. Ama siz evde yokkn yine koltuklara girişebilir, ona yapacak bir şey yok:D

1- yemeği yığın. kendi yiyeceği kadar yesin. köpek gibi beslemeyin.

2- o konuda işim içine elinizi sokmayın. eli oyuncak gibi görmesin yani. mesela oynarken o gazla elinize yapıştı hemen çekin ellerinizi. zaten yavru, yere düşen kola kapağıyla bile 3 saat oynar. şu an her şey oyun ona. oynamazsa gece deli dana gibi koşturur evin içinde bırakın enerjisini atsın. ayrıca bu hayvan ileride evdeki böcekleri avlıyıcak. durağan olmasın geliştirsin kendini.

3- onun için de küçük yaştan bi tırmalama tahtası, paneli neyi severse bişeye alıştırın. bunu erkence alıştırmanız lazım ve önemli. biraz büyüyünce alışamıyor çünkü. alın patilerini sürttürün. iki kedimi de alıştırmakta geç kaldım. şimdi koltuklara yelteniyolar kızıyorum bırakıyor.

4- bir de aklıma gelmişken 1-2 yıl dışarı çıkmasına izin vermeyin. bi kedi ya sokak kedisidir ya ev kedisi. ilk kedimde yaptığım bi hataydı arada bi bahçeye salıyordum. şimdi ne zaman kapı açılsa kaçmaya çalışıyor(ayrıca kötü sonuçlar da doğurdu bu olay). baya sıkıntı oluyor. ikinci kedime izin vermedik. şimdi kapı açılsa bile bi bakıp geliyor geri.

GBT'de çıkar, sadece bakaya iseniz kağıt imzalatırlar tutmazlar. Kaçak iseniz, şubeye götürmek isteyebilirler, yine birşey olmaz ama işte vakit kaybı.

Bu arada sanırım askerlik durum belgesi almadan doktora kayıt yaptıramazsınız, sanki. Hali hazırda yaz başında falan yaptırdıysanız da, yanınıza öğrenci belgenizi alın. Askerlik durum belgesi almak için de yine şubeye gidip, işlem yaptırmanız gerekiyor.

abi sen bi şubeye git. şubeye gidince yaka paça askere almayacaklar her türlü. derdini anlatırsan yol yordam syölerler.

Bu arada Yüksek lisans diploma tarihinizin üzerinden 1 yıldan fazla geçmediyse, onu da alın gidin şubeye, tecil işlemlerinizi hemen halledin kafanız hem yolda hem kayıtta rahat etsin.

1. Ellerine kolonya sür. Iısrmasına -oyun amaçlı sevimli bile olsa- asla izin verme. Sürekli "hayır"ya da "şişşt" diyerek sertçe uyar. Bir süre sonra anlıyor ve azaltıyor sonra kayboluyor. Ama bunu hep yap, ısrarla, vazgeçmeden. 2-3 hafta sürer. Dişleri kaşınıyor hayvanın bi de kediler oral yolla tanıyor her şeyi. Isırabileceği şeyler al.

2. Odana alma. Biz ilk günden beri odaya hiç almadık. Kapımız kapalı. Çok çok ender arada kapıya gelip miyavlar onda da tepki alamayınca gider. Ha ama açsa kalk mamasını ver tabii.

3. Mama konusu şaibeli. Pek çok insan verme diyecektir ama şahsen ben kuru mama dışında haşlanmış yumurta ve yaş mama veriyorum.

4. Tırnaklarını kes hayır sivri değil küt oluyor canın yanmıyor. Tırmalayacağı şeyler almalısın.

5. Cinsi 3. ay gibi belli olur. Bize dişi dedi veteriner 1.5 aylıktı. 3 aylıkken pipiyi gördük.

6. Sev çok sev ama şımartma. Güçlü bir "Şişşşt" sesi ve sabitçe ona yönelttiğin dik duran işaret parmağı silahın olsun. Çıkmasını istemediğin yerler ya da ısırma için bunu kullan mutlaka.

7. Yaşı çok küçük bu tarz eğitimlere hemen başla.

8. Şefkat çok önemli henüz bir bebek, seni annesi sanıp daha da bağlanacak. Üstelik çok hızlı büyüyor bizimki 4 ayda dana oldu ama hâlâ bebek, zorla koynuma girmeye çalışıyor.

Selam. Şimdi kedinin gerçek ısırmasıyla, oıyun ısırması arasında çok ciddi bir fark vardır. eğer gerçekten çok rahatsız etmiyorsa bırakın ısırsın. o aslında öpüyor sizi. ama rahatsız ediyorsa, çok canınız yanmış gibi yapabilirsiniz. birden arkanızı dönebilirsiniz küsmüş gibi. veya yüzüne de üfleyebilirsiniz. bunlar işe yarıyor. ama kesinlikle vurmayın. belki çok hafif böyle parmakla dürtebilirsiniz ama vurmayın.

geceleri yatağa almayın, alışınca bırakması daha zor olur. şimdiden alışsın.

yavru kedi kuru mamaları veriyorsanız aslında başka bişey vermenize gerek yok ama arada ufacık minicik kaçamaklar olabilir bence.

tırnaklarını kesin, ama dikkatli olun, uyku modundayken kesmenizi tavsiye ederim. en azından ön ayaklarındakini kesin bence.

bu arada hayvan gerçekten seni annesi sanacak. ve bu ölene akdar öyle olacak. yani 10 yaşına gelince bile yavru gibi davranacak, çok büyük olgunlaşmalar bekleme hayvandan. tabi daha sakin olur ilerde ama hep aynılar :)

hayırlı olsun. çok multu olacaksınız, bunu bir tek kedi sahipleri anlar.

Kota kaç ona göre söyleyelim

Kotayı bilmiyorum, söylemiyorlar. Hatta, sanırım olay kota da değil, belirli bir zaman içinde yoğun alışveriş gibi. Yan odada millet maç izliyor ve sorun olmuyor. Onların yaptığının onda birini yapmış değilim. Mesai dışı saatte kendi inisiyatifimle çalışırken çok bunaldığım ve arkadan ses yapması için Youtube'dan Cem Yılmaz açtım, olay bu.

Bir de işyerinde iş bilgisayarımız yok, kendi kişisel bilgisayarımızı kullanıyoruz. Yani, yine yüklesinler ama evde yaptığımla, işte yaptığımı ayıramazlar.

Kota ne kadar?

Torrent indirme yaparken gönderim de yapar. Belki oradan anlamışlardır.

Torrent yüklü değil.

Ha pardon tam okumamışım. Youtube da yüksek kalitede izlediysen ondan olmuş olabilir.

youtube'da 4dk'lık 720p lik bir şarkı ortalama 50-60mb. siz 1080p dinlesenşz ve bir saat sürekli oynatsa yaklaşık 1gb veri eder. youtube gerçekten inanılmaz fazla kota yiyor. tabi nasıl kullandığınıza bağlı olarak.

ha bu arada 1 saat açık bırakılan torrent'in yanında yine bu veriler az kalıyor. tek başına bunlar 1 saatlik torrent kadar veri çekemez. eğer kendi kişisel bilgisayarınız ise steam'e filan bakın. torrent'den beter.

onedrive, google drive veya yandex disk gibi bir uygulama kullanıyorsanız büyük bir dosya eşitlemesi v.s yapıldıysa oradan gelmiş olabilir o kadar trafik

Steam kurulu değil.

Dropbox kurulu ama senkronizasyona gerek yok, tek bilgisayar zaten. 2 yıldır senkronize, ancak küçük küçük dosyaları senkronize edebilir. Film/dizi indirme gibi şeyler zaten yok. İndirdiğim en büyük şey 30 mb'dır taş çatlasa.

de bu sizin probleminiz değil ki, problemi bulmak teknik olarak it'cinin işi. kotanızı yiyen şeyin ne olduğunu bilmediğinizi ve bu durumdan sizin zararlı çıktığınızı onların sağladığı bilgisayar sayesinde durduk yere uyarı aldığınızdan bahsedin. it' de yemezse savura saklasın, önümüz ramazan lazım olur. o zaman yer.

hangi kurumsa bir zahmet it ciler saçmalamasınlar. ek olarak akademisyendiniz sanırım, bu durumda internet yasağı konduysa dekanıda ccleyin maile, işimi yapamıyorum diye ekleyin, benim bilgisayarımı inceleyebilirsiniz dilerseniz, inanmıyorsanız kendiniz bir bilgisayar verin bakın de.

aklıma videoların 1080p dinlendiği gibi bir şey olabilmesi geldi, her saati bir kaç gb çünkü.

torrent kullanıyorsam, kullanıyorum, illegal değil torrent kullanmak şeklinde bir mahkeme karar metni yollayabilirsiniz güzelce.

Bakalım, mail attım. Ne olduğunu bilmediğimi ve yardım istediğimi söyledim. Bilgisayarımı onlara getireceğimi de. Ama bu durum ikinci kere oluyor. n. kere olduğunda 2^n hafta internet kesintisi uygulanıyor. Şu an 4 hafta internetsizim işte özetle. 4.de de tamamen netten yasaklanıyoruz, bir daha nete geri gelemiyorum.

Kota ne kadar?

eğer windows 10 kullanıyorsanı ve güncellemeleri torrent gibi ortak indir ve paylaşma olayı kapatmadıysanız o da olabilir.

Mac kullanıyorum.

Uyarı mesajında kota aşımı değil "olağandışı sayıda bağlantı" denmiş. Bu durumda youtube vb. gibi çok kota tüketebilen bir şey değil de, download/upload için çok sayıda bağlantı açan bir şey aramak gerekir. Haliyle torrent vs. ilk akla gelen şey. Torrent, down/upload , büyük hacimde güncelleme yapan veya bir nedenle çok sayıda bağlantı açan bir yazılım kullanmıyorsanız virüsten şüphelenebilirsiniz.

Şu var. Arada ailemle Skype, Facetime falan yapıyorum. Bunun dışında, Spotify dışında öyle bağlanan bir program da yok. Herhangi biri de yasak değil. Kotayı şu açıdan söyledim, binanın bilgi işlemcisi 'Bu tarz çok bağlantılar kotanı dolduruyor, belirli bir düzeyi aşınca da kapatıyorlar' dedi diye söyledim ama bağlantı yoğunluğu - kota ilişkisini ben de kurabilmiş değilim. Doğrudan torrent'e yorup çat diye yasaklamaları garip geldi. Virüsten şüpheleneyim.

İnternet'e açık programlar kullanıyorsanız da olabilir. Örneğin AutoCAD, SolidWorks gibi çizim programları toplu çalışmaya uygun olsun diye her bilgisayar açıldığında İnternet'e bağlanır. Hatta bu programların çevrimiçi yardım özellikleri de bulunduğundan yine İnternet'e bağlı olabilirler. Tam emin değilim ama MATLAB de bunu yapıyor. Bu tip bir program var mı yok mu diye kontrol edebilirsiniz.

windows 10 güncellemesi torrent gibi sağa sola bir de upload ediyor güncellemeyi. IT'ciler asıl ona baksın. windoes 10 güncellemesi değilse bu mesele ben de pamuk prensesim. Bir glasswire kur bak. ne giriyomuş ne çıkıyormuş.

@beyteper

mac kullanıyorum denmiş ne windowsu?

verdikleri uyarıya istinaden, neden olabilecek şeyler şunlardır:

spyware, trojan, keylogger veya p2p uygulamalar. bunlar dışında fazla bir şey aramanıza gerek yok. ya cihazınızda sızıntı var ya da bilmediğiniz p2p mantığıyla çalışan bir uygulama kullanıyorsunuz.

ikinci açıklamada kotayla ilgili olduğundan değil, olağandan çok yoğun bir bağlantı trafiğiniz oluştuğundan ban yediğinizi söylemişler

p2p stream mantığıyla çalışan canlı yayın izleme siteleri de bu trafiği yaratabilir. popcorntime tarzı progrmalar ezkaza bu trafiği yaratabilirler.

bir de internet şifrenizi sadece bilgisyarda mı kullanıyorsunuz? yani bu yğun trafiğin mac cihazdan çıktığı kesin mi? mac adresinden mi sizin mac cihaza ulaşıyorlar yoksa şifreden çıkan toplam dataya mı bakıyorlar acaba? yani akıllı telefondan da bu trafik yaşanmış olabilir ki bence dedikleriniz doğrultusunda macbook'a nazaran telefondan sızıntı ve kontrol edilemeyen birçok şey olması daha olası?

Sen onu bunu bırak da, işyerinde internet kotası nedir? haydi kotayı doldurdun, yasak aldın. Peki neden savunma istiyorlar? Haydi onu bunu bırakın, aytici elemanlar sizin network hareketlerinizi takip edememişler mi? Siz bu iş yerinden hemen kaçın, manyak bunlar.

meritokrasi/resilio kurulu mu peki?

o IT cileri ıslak odunla dövmek lazım.işini yapsana kardeşim. tüm duyuruyu böyle kafa patlattırmaya ne hakkın var!111

Chrome kullanıyorsanız şu ekletiyi indirip çerezleri, ön belleği silin:

chrome.google.com

okuzunaltindakibuzagi'nin verdiği şey senin bilgisayarındaki önbelleği temizler, google'ın önbelleğindekini değil. neye dayanarak bu eklentiyi vermiş bilmiyorum.

google zamanla önbelleği yeniler. en kötü bir iki aya gider.

support.google.com şuraya bakın

support.google.com

Evet ben de öyle düşünmüştüm. Teşekkür ederim.

Bu işin hızlı çözümü için armut.com kendisinin silmesi gerekli. Aksi halde @beyteper canavari'nin dediği gibi zamanla silinecektir.

revit ne bilmiyorum,az çok donanımla ilgili olduğum için yazıyorum bu cevabı. böyle hazır marka pc almanıza gerek yok,bu kasalar oyun odaklı,içindeki bileşenleri tek tek alsanız daha ucuza denk gelir o sebeple tercih etmemenizi öneririm. Bunların yerine dell,hp,lenovo'nun iş istasyonu,render makinaları var hazır marka pc istiyorsanız onlara bakın. Oyun oynamayacak render yapacaksanız amd firepro yahut nvidia quadro ekran kartlı bi pc seçmenizde fayda var.
örnek olarak;
www.novabilgisayar.com
www.novabilgisayar.com

ha belki de sizin linkteki kartlar da render da iyidir orasını bilemem :)

revitte render yapmayacak. yapacak elbette ama model daha çok gerekli. çalışırken rahat olması açısından quadro evet daha iyi. ama gtx'lerin artık geri kalır bir yanı yok. hatta cudacore daha iyi olacağı için live render için de daha mantıklı bence. gelgelelim 4790k işlemci biraz eski kalmış, o ekran kartı ise tırt. ha yine de çalışılır mı çalışılır. alma demem. ama daha iyisini alabiliosan al derim. ekran kartı mutlaka alınmalı, 4790k ise öncelikle önereceğim bi işlemci değil şu vakitte. ha ama işini görür.

kasaba diyorsun tenha olmayan diyorsun? tenha olmayacaksa min. ilçe olmalı. aliağa olabilir misal. vestel'de çalışırsan izmir - manisa arası istediğin yerde kalırsın.

denizli'de buldan olabilir.
manisa'da turgutlu iyidir. ama akhisar daha iyidir.

galiba deniz kenarı bir yer arıyorsun, Fethiye iyi bir seçenek olur ya da marmaris. iç kısıma geçersen Salihli veya Akhisar.

kuşadası olabilir. izmir'e gayet yakın. hayat da ölü değil.

bodrum

benim de oyum kuşadası'na. yaşamak için birebir. eğer sıkılırsan 1 saate izmirdesin, eğer iyice sakinlik arıyorum dersen 20 dkya davutlar sahildesin.

kışın kuşadası'nın nüfusu tam kıvamında oluyor.

foca, kusadasi, urla, dalaman

ben de kuşadası demeye geldim.

kuşadası kadıkalesi ya da güzelçamlı.yazılımcılıkla ilgili bir iş bulur musun bilemem ama.merkez de olabilir.

urla demeye geldim ben de. otoban bağlantısı sayesinde izmir merkezi - konak meydanı'na 30 dakika'da arabayla gidebilirsiniz. arabanız yoksa dolmuşlar ile fahrettin altay meydanı'na uzanıp, oradan metro ile istediğiniz tarafa dağılabilirsiniz. iskele mahallesi civarlarında (izmir körfezine bakar) ve demircili taraflarında (ege denizine bakar) çatır çatır yüzebilirsiniz de.

aliağa çok sanayi kaçar sana. kuşadası ise çok büyük ve düzensizdi en son gittiğim 2005'te, halen de öyledir diye düşünüyorum. seferihisar'ın otoban bağlantısı olmadığı için pas geçiyorum (izmir ilçesi), bodrum mayıs ayında şahaneydi.

---

oyum 2009'dan beri her gün urlaya giden biri olarak urla.

Kaş olabilir, fethiye 1 saat uzak, dingin sakin

dexter kesinlikle.

(bkz: friends)

aksiyon da var, güzel de... ama geçmiş dönem dizisi... korsanlı morsanlı. black sails'i tavsiye ederim.

Luther

Tum zamanlarin en iyisi house u izlememissin. Bbad falan var orada. İnanamiyorum.

kurgu deyince BSG derim başka da bişey demem.

hay maşallah diye başladım ama ekran kartında iş garipleşti. 6700klı sisteme 1070 yakışır. bütçen ne durumda bilemiyorum ama 500 gb ssd fazla, 250 al yanına da hdd koy bence.

psu calculator vs. diye google araması yaparsan orada donanımını giriyorsun sana watt değeri veriyor. ona göre alırsın. bana kalırsa 600 watt işini fazlasıyla görür.

bir de acelen yoksa amazondan alabilirsin parçaları. özellikle psu ucuza geliyor.

@mattiadestro

hocam bütçem 5500tl'ye kadar çıkabilir. o yuzden eger param kalırsa gtx1070'e çıkarım. 500tl oynuyor. bu konudaki tavsiyeniz için teşekkür ederim.

ikinci olarak 500 gb ssd fazla demişsiniz ama diyelim ki işletim sistemi 20 gb. gta v 70 gb, battlefield 1, cod gibi oyunlarda keza 60-70 gb arasında. benim kullanmak istediğim mühendislik programları da 15 gb ortalama. 15 x 5 = 75 gb'da o desek zaten 200'ü rahat geçiyor. o yüzden 500 gb almamın iyi olacağını düşünmüştüm.

üçüncü olarak, psu'nun sadece 600 watt olmasına mı dikkat edeceğim? gerçekten bilmediğim için soruyorum. vatan'a gitsem, "sistemim bu, bana buna uyacak bi psu verin en az 600 watt olsun desem" olur mu?

sistem genel itibariyle iyi.

guc kaynagini watt'ina gore sececeksin: pcpartpicker.com bu linkte kendine sistemin parcalarini sec ve sag tarafta watt degerini gorursun. genelde overclockla, SLI ile ugrasmiyorsan 600 yeterince iyi.

ram 32 almak zorunda degilsin ama paran varsa al, SSD 500gb almak zorunda degilsin ama paran varsa al. butcen el vermiyorsa bunlarin 16gb ve 250gb versiyonlarini secip artirdigin parayla daha iyi ekran kartina da yonelebilirsin.

kasa onerisi: www.vatanbilgisayar.com

edit: sonradan 250gb veya 500gb SSD alip sisteme ekleyebilirsin. ekran karti daha onceliklidir diye dusunuyorum.

500 GB SSD şimdilik fazla gözükebilir ama 3-5 sene sonra fazla değil. Kullandığın grafik programlarının her yeni versionunda kapladığı alan artıyor, bununla orantılı program açıkken çalıştığın taslak C: sürücüsünde anlık olarak yüksek yer boyutlarda kaplıyor. Daha doğrusu tüm software'ler için geçerli bu. Benim C: 250 GB ve şu an 25 GB boş alan var. Rahat rahat çalışmak için 500 GB ideal.

Powersupply konusunda Vatan'da yardımcı olurlar. Ben de 600 watt'ın yeterli olacağını düşünüyorum.

Topladığın bilgisayara gelince, çok çok iyi. Seni rahat bir 8 sene daha götürür :)

sogutucuyu noctua d15s almaya calis.

guc kaynağıni da ben donanimhaber den 750w ewga almistim, birisi yurtdisindan ucuza getiriyordu. memnunum.

ekran kartı 1070 daha uzun süre ve sorunsuz götürür. 1070 için 600 waat üstü seçilmeli.
lakin ekran kartı 1060 da kalacaksa 600 watt işi görür.

500 GB SSD alma, 2 tane 250 GB SSD al, RAID-0 yap.

Aynı paraya gelir. Okuma hızı da yazma hızı da 2 katına çıkar. Bende 2x250 GB var, hız grafiği 1000 MB/s'de geziyor.

güç kaynağında dikkat etmen gereken şeyler bu videoda var: www.youtube.com

600 watt fazlasıyla yeter 1070 alacaksan.

1- güzel parçalar seçmişsin. zaten bu ara en gözde parçalar bunlar. 1060'a amazondan bak. ciddi fiyat farkları var.

2- güç kaynağını cpu ve gpu emizlemesine göre seçmek mantıklı olur. benzer bir sistemi 550 watt psu ile uzun zamandır sorunsuz çalıştırıyorum. işin garanti olsun %80+ özellikli 600 watt bişey almanı tavsiye ederim.

3- 212 evo kolay kolay her kasaya sığmaz. ben de 212 evo aldım daha açmadım sığmadığı için. kasayı dikkatli seçin. full tower alırsan sorun olmaz. diğerleri için üretici sayfasına bakmanızı tavsiye ederim cpu fan desteği için.

slam. bence 500 gb ssd fazla değil. o programları kuracaksın zaten bari yer kalsın.
güç kaynağı 600 watt yetmez. 1070 kendi başına 450-500 watt arası yiyecektir. bence 700ün altına inmemek lazım. render filan alırken cpu da yiyecek.

@beyteper canavarı 1070 nasıl 500 watt yiyecek? peak değerleri bile 100 watt. adamı yanlış bilgilendirip boşuna masraf yaptıracaksınız.

@wagner love bence işletim sistemi ve çok önemli uygulamalar hariç ssdye kurmana gerek yok. bf1'in load süreleri kısa. gta v kurulabilir ama fazla beklentin olmasın her türlü uzun sürüyor. lanet bir oyun.

212 evo meselesine de katılıyorum, benim kasa atx panelle 212 arasında 1 cm ya var ya yok. alırken dikkat edin.

@matti

ozur dilerim karistirmisim baska kartla.

samsungun btün televizyonları tizen zaten. tam ürün kodu neydi ki?

elimdeki barkodda 40inc k60006 serisi uhd tv 102 cm yaziyor. ama bunu birebir yazinca internette sonuc cikmiyor:/

cok kavga cikar bundan. ben samsungun goruntusunu daha cok seviyorum. ayrica bozulunca laga luga etmeden tamir ediyorlar. gerci bu da cok degisken bir durum. kimisi de lgnin goruntusunu sever, ayrica isletim sistemi de lg'nin cok daha iyi.ama piksel kaybinda vs lgnin umrunda olmuyor. teknik destekleri daha zayif gibi. ben olsam samsungu tercih ederdim. full hd doneminde lg daha agir basiyordu ama is 4kya gelince samsungunkiler daha iyi gibi.

Ölmüyosun ama kız da vermiyolar.

bu arada bu soru hiç gitmeyeceği anlamında değil.

atıyorum yüksek lisans falan başvurmadı ve bedelli askerlik bekledi. ki aslında askere gitmesi gerekiyor aslında o sırada.

bakaya kalir. bedelli cikarsa bisey olmaz.

bakaya kalıp bedelli çıkamzsa peki?

askeir ceza falan mı alyor askere gidince?

ilk 1 yıl genelde işler yavaş ilerliyor. ama sonra sanırım işyerine falan kağıt göndermeye başlıyorlar asker kaçağı çalıştırıldığına dair. ondan sonra biraz sıkıntı oluyor. yeni işe girişlerde de zaten askerlik durum belgesi genelde isteniyor. ama kendi işini yapıyorsa, otellerle de pek işi yoksa sıkıntı yok.

Eskiden otogarda falan kimlik kontrolüne denk geldiğinde koluna girip götüroylardı. Bildiğim kadarıyla o uygulama kalktı. Son dönedemde etrafımda okulu uzattığı halde tecil yaptırmayan (okul bildirmiyor. Çocuk da takip etmiyor vb.) üç kişiye akskerliğini yaptıktan sonra hapis cezası çıktı, paraya çevrildi.

var. sakin alma. ses guzel ama malzeme kalitesi 3 hafta dyanmaz.

80 dolar amerika çıkışı var, amazonda 35 dolara düşebilmiş bir kulaklık, yani ederi 150 lira en fazla anlaşılan.

hepsi.

sıfır.. hepsi evlendi :)

Neden dönsünler ki, eski işte gelmiş geçmiş bitmiş gitmiş...
Geri dönülmesi için,laf olsun diye , sudan bir sebeple ayrılmak lazım sanki. Hiç böyle ayrılık yaşamadım, hiç de umudum, beklentim olmadı.
Karşı tarafında olmamıştır

Biri dönmeyi denedi ama ben çoktan soğumuş durumdaydım. Sonra evlendi gerçi.

Hepsi

ikisi dönmedi :) dönenlerin, dönmeye çalışanların sayısını vererek ruh yaşımı belli etmiyim.

edit: dönmeyenler için de zaman sınırı yok sonuçta ölmediğimiz sürece her an her şey olabilir.

benimkilerin hiçbiri dönmedi ya la. napmışsam artık kızlara bilmiyorum.

Defteri kitabi sagdan aciyorlar ama sag elle yaziyorlar yine. Ben de solagim mesela ama sizin gibi soldan basliyorum yazmaya.

sagdan sola yazmak solaklikla alakali degil saglaklikla alakali. civi yazisinda civi cakilirken sagdan sola yazmak cekicin yuzune gelmemesini saglar saglaklar icin. sod elle soldan vurursan yuzune gelir. insanlarin cogu saglak oldugu icin genelde eski alfabelerin cogu sagdan soladir. kalem ve kitaplari ise soldan saga yazmak yine sag el icin daha kolay oldugundan sonradan soldan saga geçmiş. arapca ve ibranice asiri eski alfabeler.

...sordum ve uyudum.

ben aslinda neden sagdan sola yazdiklariyla ilgili sormak istemistim. yani eger solaklarsa, sagdan sola yazmak soldan saga yazmaktan daha kolay oldugu icin o sekilde suregelmistir belki diye dusundum.

yüklü sürücüler donanım ile farklı olacağından bilgisayarın açılması problemli olabilir ama teoride çalışması lazım.

teorik olarak evet ama pratikte belli değil. anakart, veri yolu, hard disk tipi v.b. donanımın uyumlu olması gerekir

sled ile baska bir bilgisayara baglayip copy carbon cloner kullanarak hard diskin yedegini alirsin sonra kullanmak istedigin laptopa takip format atip oyle kullanirsin cunku buyuk ihtimal dedigin gibi calismayacak. yedegini aldin zaten istedigin dosyalari kopyalarsin yedekten

icindeki bilgiler yanmamisa gayet de o dosyalara ulasirsin. icine yukledigin isletim sistemi ve orogramlari calistiramayabilirsin.

sata-usb çevirici bir disk kutusu almanız yeterli olacaktır. hali hazırda çalışan bir bilgisayara kutuyu usb üzerinden bağladığınızda, usb harici disk olarak sistem üzerinde görünecektir. Buradan dosyalarınıza ulaşabilirsiniz.

bu arada "içindeki bilgiler yanmamışsa" mesajına baya güldüm, system32 dosyası alev almış arkadaşım hemen su getirin.

Battlestar Galactica ile başla

Penny ile devam et

Mr. Robot ile altın vuruşu yap

battlestar galactica. pennye hic hirmesen de bisey kaybetmezsin.

avukat tayfası falan o üst tabaka milletvekili, bakan vs. oldu hep, ülkeyi yiyip bitirmekle meşguller. diğerleri de gayet mutlu mesut yaşadılar/yaşıyorlar. ilahi adalet falan yok..

avukatlar ve bazı görevliler şu an milletvekili vb yerlerde diye biliyorum. böyle bi yazı vardı sanırım.

blog.milliyet.com.tr

Yukarıdaki cevaplara istinaden.

Bunun dışında zaten bu zihniyeti taşıyan bir insanın sonradan yaptığından pişmanlik duyabileceği ihtimal dahilinde gelmiyor bana.

Bir tane bile mi ya? İşinden atılan çevresi tarafından dışlanan bir kişi bile yok mu?

Hayır yok.

Hiçbiri ceza almadı. Birçoğu mv falan oldu. Canı yanan falan yok.

neden işten atılsın adam yahu? sokaktaki insanların %50'sinden fazlası; her gün alışveriş yaptığın bakkal, manav, oto tamircisi, mahkemedeki hakim, hastanedeki doktor, şirketteki beyaz yaka hepsi bu kafada zaten. o günlerden bugüne uzanan süreçte ülkenin yapısı da bu yöne kayınca atılmak vs. bir yana iyice el üstünde tutuldu bu insanlar.

tekrar ediyorum, ilahi adalet falan yok.

insani olgulardan bahsetmek için önce eldeki malzemeye bir kez daha bakmak gerek diye düşünüyorum. zerre pişmanlık duyacaklarını sanmıyorum.
sivas ilk değildi, son da olmayacak.
camilerde alevi öldüren cennete gider diyenler hala hayatta, onların çocukları da ve torunları da. sen şimdi bunlardan herhangi bir değişim bekliyorsan yanılırsın.
düşünmenin günah tapmanın sevap olduğu coğrafyada olmaz öyle işler.
ölenler gitti; ozanlar, şairler, sanatçılar.
bu katliamı yapanlar ihya edildi, savunanlar devlet yönetti.
tuz koktu anlayacağın.

bu kadar hassas olmayın ve çok düşünmeyin. yine üzülen siz olursunuz. kimse yakarak ölmeyi ve öldürülmeyi hak etmez ama bu ülkede bu tip insanlar baş tacı olur. bu ülkede kötüler sevilir.

oruç tutuyorlar dostum. o yuzden cennete gideceklerine inaniyorlar.

Sivas katliamı bir projeydi. Alevi kesimle, sünni kesim arasındaki uçurumu derinleştirmek için yapıldı. Büyük ölçüdede başarılı oldu.

Olayın aslının bilinmesi mümkün değil. Ancak o zamanki iktidarda olan anasol-m hükümeti bütün ihtarlara rağmen olaya müdahale etmemişti. Sonrasında yakalananların bir çoğunun da olayla alakası yoktu.

Olan yananlara ve ülkeme oldu. Çok bölünmemişiz gibi bir kere daha bölündük. Birbirimize kin kusacağımız, küfredeceğimiz bir olay daha oldu.

bak mesela maraş katliamını organize edenlerden biri bir kanaldaki katliamla ilgili belgeselde konuşmuştu. adamı konuşturdular adam da utanmadan konuşmuştu.

bu ülkede hiç birşeye şaşırılmamasını ben öğrendim.

belediyeyi ararsan alırlar bi barınağa atıp açlıktan ölmesini beklerler.

Bırak özgürce yaşasınlar. Zaten ne kadar yaşayacaklar ki? İnsanların eline düşürme onları. Köpekleri zor şartların içine atmaktansa kendi korkunu yenmeye çalışsan her iki taraf için de daha iyi olur. Bi de arada o çocuklara yemek ver mesela. :)

hocam onlar da senden korkuyor ama onların seni bir barınağa kapatacak kadar ne güçleri var ne de konuşamıyorlar. belki bilmiyorsundur barınakların durumunu ama hayvanlar birbirlerini yiyerek hayatta kalmaya çalışıyorlar orada. o yüzden yapma bence. hatta bu korkunu yenmen için harika bir fırsat. git bir tanışmaya çalış, durduk yere saldırmazlar merak etme.

Ya çok haklısınız gerçekten. Cidden korkuyorum, küçüklüğümde az kalsın ısırıyordu bir keresinde ondan sonra sevemedim. Sabah havlamaya başladıklarında taş atar gibi yaptım eğilip zaten atamam bile. O hareketi yapmasam uzaklaşmıyorlar. İnanır mısınız onlarında kaliteli bir hayat sürmeleri gerektiğinin bilincindeyim ama gelse ısırsa beni o da kötü bir durum:(

sen mesafeni koru, sakin ol mümkün değil ısırmazlar. için rahat olsun. keyfine bak. ara ara da yanlarından geçerken konuş. yakınlık sağlıyor.

belediyeyi ara almalarını iste

migrostan "dost maması" al 1 lira, 5-10 kere ver
seni bir daha hayatta ısırmaz merak etme.

@Corc kardeşim verebilecek durumda olsam korkmazdım :D

ablam ufakken, yemek verdigi köpek, onu duvara yasladi, omuzlarina patilerini koydu, ablamdan daha uzundu öylece, cilginca havlayip belinden isirdi.

isirma amaci ikaz, izi bile kalmadi, hatasi da mama kabina yemek dökmesi gerekirken dolu kabi birakip bos mama kabini almasiydi.

yillarca köpeklerden korktu, simdi oturdugu ev civarinda yatan bir köpek varmis gel zaman git zaman sevmis. seve seve hem korkusunu yendi hem de simdi köpek alayim diye planlar icinde.

öneririm. ha her gördügün köpegi git sev demem, ama sahipli köpeklere sokulup terapi niteliginde as bu korkunu.

bir de belediyeyi arama ya.

Sokak köpekleri hayvanlara cesur insanlara korkak olurlar genelde. Yüksek sesle bağırmak ve bir tekme sallamak hepsini korkutup kaçıracaktır.

iki önerim var, belediyeyi arama ve mama verme.

eğer korkuyorsan mama vermekle bunu aşamazsın, seni gördüklerinde mutlaka tanıyıp geliyorlar. zarar vermek için gelmezler ama senin korkun pekişir. korkunca onlar da tedirgin olur. özellikle peşinden gelmiyorlarsa onlar yokmuş gibi davran.

blog.milliyet.com.tr

mamayı ille kapının önüne koyma. madem uzaklaşmasını istiyorsun güvenle yiyebilecekleri bir uzaklığa koy, onlar bulurlar.

belediy kural geregi kopegin asisini masisini yaptiktan sonra alir ayni yere birakir. hayvan barınakları geçicidir. tedavi bittikten sonra aldıkları yere bırakıyorlar. Hayvanlar küpeliyse hiç değilse aşıları yapılmıştır diyebiliriz.

şuraya bakmanızı tavsiye ederim.

vetistanbul.ibb.gov.tr

bunun dışında naczane göüşümü söylemek istiyorum. Ben istanbul'un merkez sayılacak ilçelerinde köpeklerin herhangi birine ciddi saldırdığını hiç görmedim. Genel olarak buraların hayvaları bir uysal oluyor. Nedenini bilmiyorum. Genel olarak o ilçelerdekilerin hayvanlarla daha iyi anlaştıkları için mi böyle acaba bilemedim. Ama gecekonduların çok olduğpu arsalarda çeteler halinde dıolaşan köpeklerin olduğu yerlerde çok fenalar.

atıyorum kadıköyde de köpek çeteleri var ama genelde kuyruk sallayıp yerlerde yuvarlanıyorlar. Üsküdar da keza öyle. ama neblyim sarıgazide filan görsem ben de tırsıyorum.

ben daha ilk "hadi artık, ellerin çok soğuk, tırnakların batıyor (erkekte tırnak 0)" aşamasında, bırakıp gülüyorum boş verelim diyorum. İsteksiz davranıyor ya, ya istemiyordur, ya da atlarım nazına senin deyip bırakıyorum.

28 e

edit: he, impotensi ben de bilmiyorum benim yok heralde

@want2die

çaktırma bilimsel isim kullandım resmi gözüksün diye: ereksiyon diyo ereksiyooon, kalkmadı diyooo KUŞ ÖTMEDİ DİYOOOOO ühühühühü

olay neden sonuca bağlanmamış bilemedim ama ben olsam bir daha bu kadına selam bile vermezdim. bu ne be.

söze dökmesine bile gerek yok en ufak isteksizlik hissedeyim anında bırakırım olayı. hem alkol hem de karşı tarafın soğukluğu yüzünden ereksiyon kaybı gayet normal.

Sekiz biradan sonra kızın üzerine işemediğine dua et

yazdıklarından hiç bişi anlamadım, yapıştıramadın mı yani nedir?

Demekki hatun ilgi sevkat sevilmek istemis. Aferim ona sevdim. 8 biraya normalde libido tavan yapardi.

douchebag=ali ağaoğlu sonra da adama laf edersiniz alın işte içimizde yaşıyor bi tanesi. evet canım kadın 25 ten sonra biter, yokluktan lütfen 30 yaşındaki kadınlara bakacak kadar düşmeyin, deli misiniz :(

Bence de normal ayrıca 8 bira çok+1

30'lu kadınlara laf etmeyin, allah taş yapar lan sizi.

o degil de neden kimse 30undaki erkegin performansi artik dusmeye baslamistir demiyor da 30undaki kadina laf ediyonuz?

8 bira cok. hadi 3-4 tamam moda sokar da 8'e kadar artik sarhosluk belirtileri baslamistir ve sahsen ben kadin olarak sarhos bir erkekle sevismek istemem. kadin da belki ondan dolayi geriden durmustur. belki onun da istegi ister istemez azalmistir.

istememiş, çamura yatmış.
deplasmanda bir puana razı Anadolu takımı gibi kıza denk gelmişsin hacı.
uzak dur öyle kızlardan,
çıkarmadan 15 ile evlenmeden olmazcıların diyarına, Türkiyemize hoş geldin hacı.

Ergense nazı çekilir de 30 yaşındaki kadın daha ikinci biraya geçmeden önce sevişip sevişmeyeceğine karar vermiş olmalı. O yaşta naz olmaz, içersin sevişirsin siktir olup gidersin, ya da sevişmezsin baştan belli edersin.

o yaşta ergenlik yaptıysa bende de impotence kalmazdı. Benim de yaş 30.

Ölmüşsün.

haklisin. isik almazsam ben de buzusurum. iyi bile dayanmissin.

ki alkollüyken hic yapamam ben.

hacım kadınla alakası yok bence. sen zaten isteksizmişsin ve olaya 8 adet bira dahil olunca olmamış o iş. ondan bence.

33/e

O yazdiklarindan 1 veya hadi 2 tanesini bana yapsa aninda birakir boxeri giyer iceri giderim. Cok yapmisligim da var. Tamam kadinsin ama bizdeki de cali cirpi degil yani.

Hadi artik ne demek ya var mi boyle bi' sey. Nereye yetisiyorsun?

Zaten alkol de olunca erkegin en buyuk sorunu konsantrasyon oluyor. Odaklanmasi isin icine girmesi gerekiyor. Takma sen kafana her erkegin sonucu hemen hemen ayni olurdu.
31/m

sevişin geçer.

Ama ayrı insanlarla mümkünse.

durum şu: www.youtube.com
:D

30 yaşında kadınları hiç böyle hayal etmemiştim :) istemiyorsa/karar vermediyse neden geldi, ya da vazgeçmiş olsa bile neden direkt söylemedi...

bence 8 bira olmasa bile bu davranışlar impotensi etkiler. Kadınların anlamadığı şey erkeklerin sisteminin aslında fazlasıyla psikolojik olduğu. Ama 8 bira da çokmuş tabii.

Hiç sarhoş olmadım sarhoş psikolojisi hakkında yorum yapmayacağım o yüzden ama belli ki istememiş. Empati yapıyorum; kırmamak için sevişirsem (o da ne demekse artık) ya da karsimdakinden bir çıkarım varsa, bir şekilde aram bozulsun istemiyorsam anca böyle davranırım.

Öyle durumlarda masaj yapmayı teklif ediyorum. Ateşliyor iki tarafı da.

Zengininki kalkmayınca impotens oluyomuş demek...

Valla biralardandır o. 8 bira ne öyle. 2 bira içince gevşemeye başlaması gerek insanın. Sonrasında da bi tane daha çakarsın en fazla.

ulan acaba elin soğuk falan derken hadi içime gir bırak elleşmeyi mi demek istedi asfdasdf hadi artık sözünden de bunu anlıyorum. böyle bir stres altında ve alkolün etkisiyle ereksiyonu kaybetmen normal.

ben bi kızın evine gittim 2 tane köpek var. soyundum tam icraata başlayacam köpeğin biri bacağıma kerkindi. hem korktum aleti ısırır diye, hem de değdirir diye midem bulandı. o saatten sonra sabaha kadar çüküm kalkmadı. acayip rezaletti asdfsafsf

8 birayla cialis almadan yerinden bile kıpırdatamam, mümkün değil

astrofizikçi değilim ama o evren genişlemesinde bir olaylar dönüyor.

şurayı okursan belki bir fikir sahibi olabilirsin.:
en.wikipedia.org

çap dediğiniz şey yuvarlak şeylere uygulanır. Evrenin yuvarlak olduğunu???

burda yazıyordu çap.

tr.wikipedia.org

buldum arkadaşlar. meraklısı için dursun:

www.evrimagaci.org

kısa şekilde cevap vermek gerekirse, evren genişliyor ve genişleyen kısımları da genişliyor ve bu böyle devam ediyor o yüzden 13.7 milyardan daha büyük bir çapa sahip.

@sour;

bu çap gözlemlenebilir evrenin çapı, evrenin kendisi ise muhtemelen sonsuz.

evren sonlu. siz evrenin genjsleme hizini isik hizina esitlemissiniz. genislemesi isik hizini gecer.sadece evrende isik hizini gecemezsin. evrenin kendisi evrenin icinde degil. o yuzden evrenin genisleme hizi isik hizindan büyük. evren sonsuz degil.

Ne alakasi var? Neye gore hesapladin? Evren baslagic anindan itibaren isik hizinda genislemeye basladi diye bir sey yok ki. Kaldi ki referans alip yola ciktigin bilgiler zaten cok yuzeysel bilgiler. Evren hakkinda bir halt bilmiyoruz. Evrenin genisligi dedigin sey kesin bilgi falan degil. Evrenin genisligi diye bir kavramdan soz edilip edilemeyecegi bile belli degil.

olabilir tabii ki.

evi bazen okuma yazma bilmeyen insnalar yapıyor.

en basiti çekül ya da bilye kontrolü.

Bunlarda kendinden kalibre olmaz, sen her seferinde kalibre etmen lazım. Bi referans belirtmen şart çünkü.

ana yapı olamaz. yapı denetim şirketlerinin kontrolünde çünkü. ama ince işi sırasında yamuklaşmış olabilir. parkeler ve alt malzemesi örneğin yamuk olabilir.

ev yamuk olabilir.
mümkün.

Olabilir. Bizim iki katlı ev var. Yamuk mesela. Belli de oluyor.

teraziyi zemine koyup deneyin.

duvar yamuk olabilir mümkündür ve doğaldır. çünkü senin dediğin gibi dik bir şekilde çok zor yani çok ince işçilik yapılmış olması lazım yamuk olmaması için, lazerle kontrol felan. kaldı ki yamuk dediğin %1 bile yoktur. yani duvar üstüyle altı arasında 3 cm oynama yoktur. taşıyıcı sistemde özellikle kolonlarda eğer yapım aşamasında insan evladı yaptıysa çok yamukluk olmaz, kalıp şişmesi vb durumlar nedeniyle az birşey olabilir kabul edilebilir o da.

duvar düz örülmüş olsa bile sıva işleminde yamukluk ortaya çıkabilir.

duvarındaki sapmayı bulman için sana bir yöntem. ağır işsizlik içerir :D düz bir profile ip ve ipin ucuna da bir ağırlık bağla. profili duvarın yukarısına düz bir şekilde bastır. ağırlık, yerçekimden dolayı 90 derece olacak şekilde aşağı sarkacaktır.şahkül dediğimiz aleti yapmış oldun. sen o şekilde tutarken birisi duvarın çeşitli yerlerinden ip ile arasındaki mesafeyi ölçsün. göreceksin ki kimi yer 3 cm gelirken kimi yer 2.8 cm kimisi 2.5 cm gelecek.

özet geçiyorum. evet olabilir ama dediğiniz dereceler yapısal anlamda sorun teşkil etmez.

şeffaf bir hortum alıp hava kabarcığı olmayacak şekilde su dolduruyoruz. alın size en orijinalinden su terazisi. hortumun iki ucundaki su seviyesi işinizi görür.

mevzuata göre ev 1/250 oranına kadar yamuk olabilir. zemine oturabilir bir taraf.

bizim burada survivor izleyip bütün gün anlatan tipler var. bir de birbirlerine yarışmacıların isimleriyle hitap ediyorlar. sen yattara ol ben yunus falan diye tüm gün konuşuyorlar. yaşları da 40 civarı.

Ben bir önceki günkü maçın muhabbetini yapanı bile itici buluyorum. aynı boku izlemişsiniz işte, birbirinize neyi anlatıp duruyosunuz.

Plaza insanı muhabbeti. Belki de bu muhabbet futbol konuşmaktan, AKP olmasaydı ülkenin hali ne olurdu hemfikir tartışmalarından, karı kız muhabbetinden... iyidir.

utopia üzerine konuşacak çok şeyin olduğu bir dizi bence. çünkü dizi olay budur deyip önünüze koymuyor her şeyi. biraz senin üzerine düşünmen gerekiyor. o pekiştirmeyi birlikte yapmak da zevklidir belki.

ofislerde o kadar manasız şeyler konuşuluyor ki, sizinki bir hayli iyi kalmış yanında. sürekli aynı şeyleri konuşan insanlar topluluğu bir nevi. ben takılmıyorum sevmediğim muhabbetler dönünce. kendimi soyutlamak kolay oluyor.

(bkz: where is jessica hyde)

Mecburiyetten aynı ortamda bulundukları insanlarla bütün gün başka yapacak bir şey bulamıyorlardır.

@animalman
bi de ağızlarını yamulta yamulta. psiklojik vaka gibi de duruyor. bakın ben kültürlüyüm, yabanci dizi izliyorum, siz gidin 3 saatlik leyla mecnun filan izleyin he he duruşu var bi de. salı salı tiksindim yemin ederim

Game of thrones'u izlemediklerine şükredin bence. Her bölümden sonra heryerden çıkıyorlar.

Abi ben game of thrones muhabbetinden çıldırma noktasına geldim, iki lafın belini kırarız diye kimin yanına gitsem ejderha büyü jon snow diye kafa zkiyolar. Bıktım.

Sayelerinde ben de indiriyorum şimdi.

Bu tiplerden ben de nefret ediyorum. Geym of trons izleyenlerden, muhabbetini yapanlardan, ağzından düşürmeyenlerden gıcık oluyorum. Neden? Çünkü ben izlemiyorum. İzlesem aslında olmam.

Nefret ediyorum.
Sanki akraba oldular da dedikodu yapıyolarmış gibi bi kafaya giriyolar.
Dizi olum alt tarafı dizi! Oyuncular para için yapıyor, senarist yazıyor, yönetmen falan var yani gerçek değil diye haykırası geliyor insanın.

İş arkadaşlarimin dedikodu yapmasindan, her gün akp icraatlerinin konuşulmasindan, bitmeyen futbol ve din muhabbetlerindense dizi muhabbeti yapmasini yeģlerim. Bu zaten güzel olan birşey. Sizin neden itici bulduğunuzu anlayabilmiş değilim.

Bahsettiģiniz dizileri izleyen insanla film muhabbeti de yapiliyor, edebiyat-kültür sanat üzerine de konuşuluyor. Asıl deli olduğum koskoca adamlarin fanatik bir şekilde takım tutmasi, maça gitmeyi erkekligin olmazsa olmazı zannetmesi, uğruna paralar harcadigi takimdaki (forma, mać bileti, kombine vs.) futbolcularin kullandiği lüks arabanin taksidini ya da eski karisinin nafakasini ödemekten başka bir işlevi olmadıgını fark edememesi.

sizi zorla icine cekmeye calismiyorlarsa ne zarari var anlamadim? yani sizi ilgilendiren bir durum oluyorsa,mesala atiyorum ayni masada otururken surekli konu oraya geliyorsa elbette haklisiniz cildirtici birdey ama, kendi aralarinda konusuyorlarsa sizi ilgilendiren bir durum degil. neden bu kadar sinir yapiyorsunuz? bazen bana ne demek gerekir.

kablo uzunluğu görüntü bozulmasına değil tepkisel gecikmeye sebep olur, onu da 5-10 metrede bile hissetmezsin.

ben 5 metre kullanıyorum, problem yok. hatta yeri geldiğinde f konnektör ile ikinci bir 5 metreyi bağlayıp 10 metre kablo kullanıyorum.

10 metrelik kullanıyorum. Plazma tv ye bağlı, oyun oynarken bile sıkıntı yaşamadım

digital oldugu icin sinyal gelse yetrr. görüntü kalitesi değişmez. ama cok uzak olursa goruntu de kesikliler olur. arada bir siyah ekran gelir vs.

bilgi vermiş olayım. 5 liraya 3 metre kablo aldım. çok da güzel çalışıyor.
cevaplar için teşekkürler ayrıca.

SSD takabilirsin. Boş slot var ise 4 GB RAM daha ekleyebilirsin.

ssd bilgisayarin acilisi ve dosya aktarimi disinda baska bir seyi hizlandiriyor mu? onu ben de dusunmustum ama hep kararsiz kalmisimdir.

ram 2+2 seklinde. belki 2+4 yapabilirim ama o da ne derecede etki eder emin degilim.

kendin ve bilgisayarın için yapabileceğin en büyük iyilik ;www.vatanbilgisayar.com

ssd+1

Henüz denmemiş ama SSD. Bilgisayar açılışı ve dosya aktarımı da dahil HER ŞEYİ hızlandırır. Yeni işlemci takmış gibi olursun. Sadece oyunlardaki FPS'yi hızlandırmaz, o da ekran kartına bağlı zaten.

RAM'i 4+4 yap, SSD tak, bir kaç yıl daha götürür. Bir de temizlik şart. Camları mamları komple sil.

kimse soylememis hayret. ssd.

Tam o bahsettigin itici kiz oluyorum sanirim cunku baya severim futbolu.

Ama yine de cevap veriyim: evet dedigine katiliyorum. Futbolla asiri ilgilenenler genelde dusuk sosyoekonomik siniftan olan insanlar.
Bi yere ait olma durumu belki cok cezbediyor bilemiyorum. Ayrica futboldan anlamak icin dahi olmaya da gerek yok :) o da bir etkendir saniyorum. Bu insanlar genelde zaten devlete/dine/herhangi bir irka vb ait olmayi da cok buyuk bisey zannediyolar zaten :/

Net rakam veriyorum; 23 yaşından sonra fanatik biçimde futbol takımı destekliyorsa o kişi olgun birisi değildir. Çomar dediğin kısım bence tribünleri parsellemiş tinerciler.

Yoksa ben de yılda 2-3 defa maça giderim ama oturur tribünde pizzamı yer, çayımı içer, maç sarmazsa da kalkar giderim. Bilmem bu beni çomar yapar mı :)

100 yıl öncenin maçlarını izle tani para tuzağı olmadan önceki zamanlarını. Stadlar yine tıklım tıklım ve futbıl çok seviliyor. Çünkü temel ihtiyaçları karşılıyor. Bir gruna ait hissetme. O yakımı kendiyle özdeşleştirme. Yenme galip gelme falan filan. Diğer dediklerine de genelleme yapamam. Senn çevren futbol dışı boşssa bilemem. Hem futbol sanat müzik gezi üzerine bilgi sahibi de çok insan var. Şuan tüm dünya gelişmişinden gelişme işine futbolla yatıp kalkıyor.

Vay yine çomar ilan edilmişiz :D

Ben hafta sonu 3 gün kapanır tüm liglerin maçlarını izlerim, sol görüşlü aydın bir Chp seçmeni olarak tanımlıyorum kendimi ayda 10 kitap bitirmeye çalışırım. İyi filmler izlemeye güncel yabancı dizileri takip etmeye çalışıyorum. Bide oyun hastalığım var. Ha bide atayız bir insanım yobaz da değilim halbuki.

Esnafım ama maç izlediğim için düşük profilli ilan edilmişim. Hayırlı işler. :D

@gozu acik sevisen yahudi

Bence duyuru sahibinin demek istedigi, hayatinda futboldan baska bir sey olmayan insanlar.

3 gun kapanip futbol izlersin de takimin icin karsi takim taraftariyla kavgaya girer misin? Yok semte x takim formasiyla geldi diye dover misin? Oyle tiplerden bahsetmis anladigim kadariyla.
Yuksek profilli birinin bunlari yapacagini sanmiyorum.

Isim geregi futbolun kalbindeyim. Bir takima gonul vermis milyonlarca insandan daha da icindeyim bu isin. Buna ragmen ben x takimliyim diyen bir insandan cok daha az futbol konusurum gunluk hayatimda. Ama spor (tum spor faaliyetleri) konusunda her seyi konusabilirim. Konusuyorum demiyorum ama konu acilirsa konusabilirim. Bugune kadar tanidigim tanistigim hicbir insan da beni senin belirttigin sekilde degerlendirmedi eminim. Buna is yaptigim kulubun baskani da dahil.


Ama kesin olarak sunu diyebilirim ki turkiyede futbol konusan insanlarin buyuk cogunlugu dedigin durumda. Cunku insanlarimizin cogunun maddi durumu yetersiz. Kayak yapan, kano-rafting gibi sporlarla ilgilenen, basketbol bilen, badminton oynamis, tenis ogrenmis, buz pateni denemis, aletli jimnastik izlemis, amerikan futbolu ile rugby arasindaki farki bilen kac insanimiz var ki? Kac kisi futbol dahil herhangi bir sporun kurallarini tam olarak biliyor ki?

dunya uzerinde ekonomik olarak en dusuk seviyedeki spor faaliyeti futboldur. Bu nedenle yoksul toplumlarda en onemli spor etkinligidir. Ve futbolcularin buyuk cogunlugu da yoksul ailelerden gelmektedir. Maddi durumu kisitli olan insanlarin maalesef kendini gelistirmeleri pek fazla gorulen bi' durum degildir. Yapabilecek tek sey insanimizin ekonomik durumunu iyilestirmek olacaktir ama bu da 1 kusak sonrasinin degil 3-4 kusak sonrasinin gelisimini etkileyecektir.


Izlemekten keyif almadigim ve kurallarini tam olarak bilmedigim tek spor dali beyzbol. Cocuklugumdan beri beni bir turlu etkileyemedi bu spor dali. Sanirim bir zamanlar ataride oynadigim beyzbol oyunundan kaynaklaniyor. :)


Tabii ki dunya uzerinde bulunan binlerce spor dalini biliyor degilim. Demek istedigim bu degil. Ama ulkemizde yasayan yaklasik 80 milyon insana dunyanin en buyuk spor etkinliklerinin basinda gelen super bowl'u sorsan cok buyuk cogunlugu ne oldugunu bilmez. Maalesef toplumumuz bu sekilde.

futbolu sevmeyen adamla hayatta ortak bir noktam olabilecegini sanmiyorum. cidden farkli bi olay. yetenekli olsaydin ve biraz hali saha maci yapmis olsan anlardin ne demek oldugunu. hayatin anlami degil tabi ama herseyin entelektuel geri donusu mu olmasi lszim?

bu tek tiplestirmenize de hastayim. belli bi stereotip var diye(ki bahsettiklerindem kendi cevremde hic gormedim) herkesin oyle mi olmasi gerekiyor? o kadar belli ki sinirli sayida insanla muhatap oldugun. tip fakultesinden tut, muhendislige ordan sanat tarihi bolumune kadar bir ton kulturlu/entelektuel hali saha manyagi+ yetenekli adam var.

butun boksorleri de hispanic ve gangster kokenli mi saniyosun? ben sana dahi seviyesinde iq'ya sahip ve princeton'dan muhendislik derecesi olan eski bir amator boks sampiyinu ornegi veririm mesela. bunun turkiye uyarlamalari da var. Ahmet cakar kim taniyor musun?

stereotipler filmlerde olur. gercek hayat farkli

mesele aidiyet hissini hangi kanala yönlendirdiği. insan kendini bir şeye ait hissetmek istiyor. bir dine, ırka, siyasi görüşe, futbol takımına, bazen belki bir insana. kendini onun üzerinden tanımlamak istiyor. futbol üzerine bir temellendirme bana da sığ gelen bir yaklaşım, ama aidiyet hissinin kendi sığ zaten. gerekliliği üzerine bir yorum yapmıyorum tabii ki. illa ki gerekli bir yerde, ama bu insanın acizliğini de gizlemiyor.

bizim aidiyetimiz farklı alanlaraa temellendiği için eleştiriyoruz sanırım. ona sorsan o da bir takıma duyulan sevgiyi, hatta ona göre "aşk"ı anlayamadığımızı söyler. göreceli yani.

albert camus da zamanında futbol hastası bi abimizmiş ama kendisi anadolu çomarı tanımlamasına pek uymuyor. dolayısıyla çok da belirleyici olduğunu sanmıyorum.

futbol için sosyoekonomik düzeyi düşük olan kesimin tutunacağı dal diye bir tabir vardır. adamın hayatında kendini işe yarar hissettiği tek yer orası; gerekirse yemek yemez, 3 gün aç gezer; otobüs parasını, bilet parasını denkleştirir, deplasmana gider. bahsetmek istediğin grup bu kesim. adamın maddi durumu kötü, büyük ihtimalle küçük yaşlardan beri çalışıyor, sevgilisi yok. ailesinden de gereken ilgiyi görmemişse tribün yaşamına bağlanıyor. evi tribün, ailesi de takımı oluyor. bu gruptakilerle ortak bir paydan yoksa birşey konuşamazsın. onlar da seni küçümser, "futbolla ilgilenmeyen erkek mi olur" derler. son dönemde parti seçmeninden çok parti taraftarlığı ortaya çıktı mesela. bu da futbol taraftarlığı gibi birşey haline geldi.

bir grup da takım sevgisini en yakin dostu olarak görüyor. hayatınin merkezinde değil ama vazgeçmiyor da. mesela ben 1 yildır maça gitmiyordum; sehrimin takiminin evindeki son 3 macina kendi basima forma giyerek gittim. cogunlukla eş dostla gidilir. resmen çimleri ilk gordugumde içim açıldı. hatta macin birisinin bitiminde merdivende 50'li yaşlarda bir abiyle takimin analizini yaparken buldum kendimi. abiyle normalde otursak ortak bir konu bulamayız; bariz kuşak farkı var aramizda. futbol bu grup icin de bir cesit birlestirici unsurdur ama kesinlikle hayatlarınin merkezinde değildir. stad cikisi hayat normale doner. bu grupta her türlü ırk, din, siyasi görüş ve meslekte insan bulabilirsin. bu gruptakilerle herhangi bir konu hakkinda fikir alisverisinde bulunabilirsin.

katılıyorum. bir adım ileri gideyim: futbol fanatikleri ÇOĞUNLUKLA milliyetçi, ırkçı, cinsiyetçi ve homofobik de oluyor. tezahüratlar, küfürler, hakaretler hep bir şekilde kadınları, eşcinselleri aşağılayıcı şekilde. maç kazanılır "tecavüz" denir, hakem penaltı vermez "ibne" olur, fenerbahçe-galatasaray maçlarında birbirlerini "karısı olmak" gibi tuhaf şeylerle suçlarlar (?). zaten futbolcuların kültür seviyesine bakarsanız onların da çoğunluğu böyledir, küfürbazdır, ırkçıdır. hem dünyada hem Türkiye'de çok detaylı incelenmesi gereken bir futbol fanatiği psikolojisi olduğunu düşünüyorum. bu insanların bu kadar ortak noktasının olması tesadüf değil. bir şekilde erkeklik ve futbol eşleşmiş durumda ve erkeklerin hakimiyet alanındaki her şey gibi burada da saydığım rezillikler mevcut.

Son zamanlarda turemedi, hep vardi. Futbol hastasi olup profili hic de dusuk olmayan da var tanidigim ama genel olarak haklisin.
Futbolu hayat memat meselesi yapmanin anlamsizligini tartismaya gerek yok zaten.

Degil futbolu, herhangi spor dalini takip etmek bana anlamsiz geliyor hatta. Bir spor takimi var, rakipleri var, sampiyonalar turnuvalar kupalar var, kaybedilen maclar kazanilan maclar var, bazi hedefler var, o hedeflere ulastiktan sonra baska hedefler var, sampiyon olunup kupa mupa alindiktan sonra tekrar basa sariyor, para kazaninca ona gore iyi oyuncu transfer ediliyor, yine maclar yapiliyor.. E peki ben tum olaylarin neresindeyim? Hicbir yerinde. Niye takip ediyorum olan biteni? Oturup film ya da tiyatro izlemek gibi keyif icin izlersin futbol ya da baska bir sporu ama olan biteni takip edip bunun icin zaman ayirmak bana anlamisz geliyor.

Illa ki mantikli bir sebep aramaya da gerek yok. izlemek istersen izlersin tabi ama benim aklima ister istemez geliyor bu. Oturup bir oyunu izlemeye baslar baslamaz icimden bir ses hemen "neden izliyorsun bunu?" diyip buyuyu bozar:)
Kaldi ki bu bir endustri. Futbolu da basketbolu da digerleri de. Insanlari yaristiriyorlar, bunu da senin bu yarisi takip etmen icin yapiyorlar, yarisin gercek bir varolma amaci yok. Sen ben bu yarisi takip ediyoruz ve bu endustri boyle para kazaniyor. Hicbir sey gercek degil ki. Ismarlama mucadele. Komik yahu:) Survivor'i dert etmekle basketbol takimini dert etmek arasinda pek bir fark yok bana gore.
Futbol muhabbeti yapilan yerde de duramam, kacarim.

buradaki siniri anlamadim. ben bu oyundan cok keyif aliyorum. izlemesi cok hosuma gidiyor. o kadar icgudusel birşey ve aslinda o kadar basit bir spor ki buyusune kapiliveriyorsun. taraftarlik da oyle. evet ait olmak, veya neblyim rekabet etme güdüsü vs.

fanatiklik hususunda haklisiniz ama futbol seven herkese de dusuk profilli demiyorsunuz herhalde.

futbolu sevmeyenlerin bu aşağılayıcı tavırlarına götümle gülüyorum. kano-rafting yapmak ve amerikan futboluyla rugby arasındaki farkı bilmek bizi neden daha az çomar yapıyor, bunu da anlayabilmiş değilim. örneklere gel.

tribündeki çomarların futbol hastası olduğu doğrudur ama futbol hastası insanlara çomar/kültürsüz demek aptallığın daniskasıdır. konu hakkında uzun uzun yazmaya gerek yok, ben nerede böyle "ufff çok barzo :((" diyen tip görsem "yav he he" deyip geçiyorum. abuk sabuk şeylerle kendinizi tatmin etmeye, insanları hor görmeye devam edin siz.

soylemıne katılıyorum. Durum çok yeni değil zaten hep boyleydı. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük grup futbolu seviyor. sarımsaklı işkembe çorbası üzerine sigara içip halı saha maçına giden arkadaşlar var. bu ortadoğu ülkelerinde daha belirgin olabilir.

uzun tutmaya gerek yok. hayatında futboldan başka zevki olmayan insanlardan bahsediyorsan belki haklısın. ki aynı şeyi her konuda genelleyebilirsin.
hayatında uzay araştırmaları dışında hiçbir şey olmayan adamla da felsefe, tarih vs konuşamazsın mesela. örnekler sınırsız burada.

ama futbolu çok seven, takip edebildiği kadar maç takip eden insanlardan bahsediyorsan haksızsın.

hayatında hiç premier lig seyretmemiş olman da ayrıca üzücüymüş. :(

ben de senin gibi düşünüyorum, çoğu fanatik futbol destekçisiyle farklı tür konuları maalesef konuşamıyorum, konuşmaya çalışsam da çok iplemiyorlar zaten.ortamlarda da sıkılıyorum çoğu zaman. ama genellememek de lazım. kimisi için sadece bir zevktir, çok dozunu kaçırmaz sadece takipçisidir. felsefe okuyup da bir yandan futbol köşe yazarlığı yapan tanıdığım var.
benim açımdan sorun çevremde gerçekten farklı tür konuları konuşabileceğim objektif tipte insanlar olmaması, bu futbol da olabilir, din fanatizmi de olabilir, siyaset fanatizmi de olabilir, empati yoksunluğu da.

Yalniz bir insanla "felsefe muzik vs." konusulamiyor olmasi o insanin bos insan oldugu anlamina gelmiyor, se se ge'ye ben de katiliyorum. Vatandas felsefe-tarih konusmaz ama sabahlara kadar akiskan dinamiginden konusur istersen seninle. Adam ya da kadinin biri sabahlara kadar felsefe ya da edebiyat konusabilecign bir kisi icin tek kelime pozitif bilim konusamiyoruz diyip "bos adam bu.." diyebilir.

stavro +1

çok büyük, global bir firmanın ortağıyla iş görüşmesine gitmiştim konuyu futbola getirmişti. bazen bizim mahalledeki kahvehane tayfasına denk geliyorum. onlar futbolla biraz daha fazla ilgili ama özünde o okumuş etmiş şirket ortağıyla aynı muhabbeti yapıyorlar konu futbol olunca. ikisi de maç izlerken ''sabri senin yapacağın ortaya'' diye küfrediyor. inan daha fazlası yok. çünkü futbol bu kadar düz bir oyun.

hele o kupa törenleri bana çok spastikçe geliyor. adamlar final maçını kazanıyor, ok. takım kaptanı geliyor, bir tane değişik şekilli büyükçe bir çaydanlığa benzeyen şeyi havaya kaldırıyor ve herkes seviniyor :)

Besiktasliyim. Uzun suredir takip ediyorum. Maclari izlerim. 2 kere kombine aldim. Onun disinda senede birkac maca giderim. Takim yenildiginde istahim kapanirdi. Besiktas sayesinde hic kilo alamadim ;)

Ama artik eskisi kadar cekmiyor. Besiktas icin ne biriyle kavga etmeyi ne birini kirmayi dogru bulmuyorum. İsteyen istedigini dusunsun. Hep bir en buyuk, en namuslu kavgasi var.

Maalesef basin yoneticiler de genel olarak kardesligi tesvik etmek yerine holiganligi tesvik ediyor. Ki ancak boyle satislarini arttirabiliyorlar veya oyle dusunuyorlar.

Eger birbirimizle kavga etmeden-kufur etmeden-oldurmeden izlemeyi basarabilseydik belki de herkes tarafindan takip edilirdi, cunku tutkulu milletiz.

Sampiyon da olsak ne birini kizdirma derdindeyim ne laf sokma derdindeyim. Salakca geliyor.

Ulkemize gelirsek durum cok fena. Takim tutmak namus meselesi gibi. Ve geri donulecege benzemiyor. Bu boyle surup gidecek benim tahminim.

Bircok insanin kurallardan dahi haberi yok. Ofsayt ne bilmiyor ama tribunde hööö diye bağırıyor. El kuralini ise ben hala anlayabilmis degilim.

İşte böyle.

Futbol en risksiz muhabbet imkanı sağlıyor. Ne olacak bu Cimbom'un hali diyip laf atarsın koca koca patronlarla da konuşursun çocukluk arkadaşınla da. Ama siyaset konuşsan riskli başka konular için de yaş statü sosyo ekonomik olarak yakın olman lazım karşındakinle. Patrona senin yat kaç yakıyor diyemezsin :) 3 erkek bir araya geldi mi muhabbet futbola bağlar genelde. Yabancı kalmamak için fanatik olmasan bile arada bir takip etmek iyidir. Survivor gibi içi boş ama görevi büyük.

nathanieltroy + 1000000

Söylediklerine harfiyen katılıyorum. Hayatıma giren insanları futbol ile ilgilenmeyen kişilerden seçmeye azami özen gösteriyorum. Misal şu ana kadar hiç futbolu seven bir erkek arkadaşım olmadı. Hiçbiri takım tutmuyordu. Bu benim için bir ilişkiye başlarken (arkadaşlık ilişkisi, aşk ikişkisi fark etmez) en önemli kriterlerden biridir.

Yıldırım Türker i ne yapacağız.

kendinizi yuksek profilli olarak tanimlamak icin futbol izlememenize tutunacaksaniz belki de pek dusundugunuz gibi biri degilsinizdir hic biriniz. futbol hastasiyim ama konustugum konu ilgili oldugum bir konuysa karsimdakini gomerim evelallah. kendinizi ovecekseniz yine ovun de insanlarin sinirini oynatmanin alemi yok.

Sadece sana katılanlara tik attığına göre benzer taraflılık sende de var diyebilir miyiz? ;)

enteresan bir tıklama mekanizması gerçekten, halbuki aynı fikirdeydik:)

futbol hastası insanlarda profil düşük değildir. henüz yeterince gelişmemis algıya sahip insanlarda profil düşüktür. kaldı ki konuşmak her şey değildir. mesela konuşup; konuştuğum şeyin %95'i yalan oluyorsa ve bu konuştuklarımla ikimiz de eğleniyorsak bu bence düşük bir profildir. benim gıcık olduğum profil de bu yani: boş konuşan insan profili...

kaş camping. bungalowları var.

anfora isimli bir otelde kalmıştık çok güzeldi. (yarımadada)

deniz pansiyon

soyle söyleyeyim ben mare nostrum'u cok severim. aphrodite pansiyon biraz dhaa yukarıdadir ama sonuc olarak kas zaten.kucucuk bir yer. yuz metre bir yolusu var, yorulmayin diye sizi arabayla alirlar inip cikarken.


bu arada kasta kotu pansiyon pek yoktur. hemen hepsi iyidir.

Pinar Pansiyon.

4 defa kaldim hee seferinde memnun ayrildim. Pansiyonu ali ve ailesi isletiyor, harika kahvaltilari var.

Fiyatta uygun.

fenerbahçe üzerine kurulan küresel komplo.

orospu çocuğu hakam euroleague yaktı bizi resmen.

aynı şey beşiktaşa yapılsa ne taşak geçilirdi sözlükteki orospu çocuğu troller tarafından.

@makarnaodka
@jimmy mcnulty

tamam


@nothing in my way
fenerbahçe orda türk halkını temsil ediyor

euroleague'i bilmiyorum da, uefadaki çok barizdi ve hata olarak adlandırılabilecek türden değildi.

nedeni çok büyük ihtimalle siyasi. fenerbahçe ile ilgili değil. bir türk takımı olması nedeniyle.

bunun fenerbahce ile veya turk takimi olmasiyla alakali degil diye dusunuyorum. cska her sana eurleagueda en azindan final fourda. arkasi cok daha saglam. cevresi daha genis. yaltakcisi cok. kimse cska ile papaz olmak istemez

Lamonikka baya degismis mac yonetimi olarak. Isin icinde bir sey aramak gibi art niyetim yok ama ilerde bir sey cikarsa sasirmam. Putin baski mi yapti nedir ?

taraf tutan hakem fenere 40 serbest atış vermez. taraf tutan hakem faul hakkını bir an önce doldurtturur. ki fener gibi aşırı sert savunma yapan takım son 2 periyod faul hakkını sona kadar doldurmadı bile. steps denilen pozisyonlarda steps yok. elbet birkaç hatalı karar var ama sadece bu maçta yok her maçta var.

ek not: maarkoşvili'nin elini vurup, top çalıp gelen şampiyonlukta sevindi fener, bu yaşanılanları fazlasıyla hakediyor. çok büyük ah aldınız çok.

@monicapp +1

hakem art niyetli olsa 23 sayıdan geri dönebilir miydiniz? alma mazlumun ahını demişler 2006'dan beri looser'sınız.

hhangi loserlik ve hangi mazlum? ne diyorsun aga?

şikecilere karşı antipatisi olabilir hakemin.

yabancı spikerle izledim maçı ve maçtan sonra sözlüğe ve sosyal medyaya bakınca hakem doğradı yazılarını gördüm. hiç aklımdan böyle bişey geçmemişti. bence spikerlerin gazına geliyorsunuz. murat murathanoğlu anlattıysa hele ota boka hakkımız yeniyor ağlaklığı yapmıştır.

hakemler artniyetli olsa vesely'nin temiz ama çok zor farkedilecek bloğunu faul çalarlardı çok rahat bir şekilde.

türk takımı dediğiniz, yorumcunun sürekli ay yıldız dediği takımda türk oyuncular neredeyse süre alamadı. hangi ay yıldız, hangi milli duygular. bunu geçelim, hakem hataları her yerde oluyor, sadece size değil galatasaraya beşiktaşa da trabzona da. bir dönem hatem hatalarından az ekmek yemediniz o yüzden ağlamamak lazım.

offf su şikecilerin hakemden şikayet etmesi öyle hoşuma gidiyor ki <3

avrupa geçmişindeki şaibeli olaylar yine şaibeli biçimde 'temizlenmis' takimlari vitrine çıkarıp diğer toplumlarin ahlakini bozmak istemiyor. :)

Ya onu bunu bırak sikko bir basket maçı nasıl beşiktaş şampiyonluğunun önüne geçiyor aga ya. İki haftadır basketin b'sini bilmeyen basket sevdalısı oldu. Bu ne hırstır amk.

@nothing in my way,

ezikliğin baki olduğunun kanıtısın resmen. avrupa basketbolunun en prestijli kupasının finalini oynuyordu fener, o yüzden olabilir mi? sen de haklısın tabii, 100 yılda bir şampiyonluk gördüğünüz için sizin daha çok ilgi çekmeniz mantıklı olurdu.

ayrıca konuyla ne alakası var bunun butthurt kardeşim, burada beşiktaş'la ilgili bir şey mi söylendi? konu euroleague, fenerbahçe ve hakemler. sen ne ayaksın?

tüm dünyada takım başarı gösterdiğinde taraftarın ilgisi artar, siz "sevinmek için sevmedik" diye takla atan kolpacı güvercinler olduğunuz için bunları bilmiyorsunuz tabii. seneye 6'ncı olsanız bugün BEŞİKTAŞIM OLEY diyen adamların yarısı ortadan kaybolacak, gelmiş burada türk halkının desteğini alan bir takıma laf çakmaya çalışıyor.

avrupa kupası finali diyorum birader. fenerbahçelisi değil galatasaraylısı, beşiktaşlısı da destekledi fener'i dün. gelmiş "basketbolcu oldunuz şimdi" diyor ahaha. beşiktaşlı kafası harbi bambaşka ya, hayatımda böyle bir tipleme görmedim ben.

@der meister lan beyinsiz ergen sezon başından beri beşiktaşla ağlıyor diye dalga geçip duruyorsunuz. almadığınız ah kalmadı lan artık. şikeci başkanınız beşiktaşa doping kontrolü bile yaptırdı. şimdi hakem diye ağlarsanız millet götüyle güler kusura bakma artık. şerefli üçüncü diye dalga geçerken şerefli ikinci oldunuz. boşver sen git fm oyna açılırsın biraz:)

ben fenerbahçeli değilim. neyse ki beşiktaşlı veya avrupa kupası finalini "basket maçı"na indirgeyecek kadar şuursuz ve zavallı da değilim. sen de soda iç istersen, gazını alsın.

takımı lig şampiyonu olmuş, adam burada avrupa finalini kaybetmiş takımla uğraşıyor hala. ondan sonra bir şey deyince de "tinerci diyosunuz!!11!" oluyor.

@nothing in my way

ahahahaha adam sıkko basket macı dedı avrupanın en buyuk kupasına. tabıkıde spor toto super lıgın onune geçecek.

bu salaklar fb cl finalinde barcelonaya yenilse yine hahaha loser diye sevinecekler. bunların çapları bu.

200 den fazla ülkede canlı yayınlanan bir organizasyonda, dünyanın dört bir yanında fenerbahçe izlendi. dünyada basketbolla ilgilenen kim varsa bu kulübün adını biliyor. sizin o şampiyonluğunuzdan arka arkaya 8 tane olması gerekir ki fenerbahçe'ye yetişebilin.

adamların sevinci bile fenerbahçe'nin başarısızlığına bağlı. sonra niye bize ağlak diyorsunuz oluyor. hahah.

uyar. xp bile kullaniorsan olur.

Takılır, 600 Watt güç kaynağı kullanmanız önerilir.
www.teknofiyat.com

Sapphire, HIS, PowerColor markaları da önerilir. Ayrıca 380X tercih ederseniz bir tık fazla performans alırsınız.